Heryeni başlangıç, bir başka başlangıcın sonuyla gelir. - Seneca
Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir."[3] Değerli Müminler! Din-i Mübin-i İslam'ın Kur'an-ı Kerim'den sonra ikinci kaynağı sünnettir. Sünnet-i seniyye, Efendimizin örnek hayatı, davranışları ve sözleridir. Allah Resûlü (s.a.s), söz ve davranışlarıyla Kur'an-ı Kerim'de bildirilen hakikatlerin izahını yapmıştır.
İlahıyatçıYazar Halit Bülbül'ün yoğun ilgi gören, Allahın İndirdiği ve İnsanların Uydurduğu Din kitabından sonra tartışma yaratacak Yeni Bir Kitap Daha: Kuranın Hurafelerle Savaşı. Kitap Allah-evren, Allah-insan ilişkisinden hareketle yıllar içinde oluşmuş hurafelerleri ortaya koyuyor. Halit Bülbül bu kitabında
Buayetlerden anlaşılan şudur; Temizlenenler zikir ehli olanlardır. Hz. Resul-ü Ekrem (s.a.a)'den sonra Ehl-i Beyt'in, Kuran ilminin varisleri olduğu ve Kuran'ın beyan hakkının Ehl-i Beyt'te olduğunun bir diğer kanıtı şudur; Allah'u Teâlâ Kuran'ı Kerim'de Hz.
Yüce Allah'ın Kelamı olan Kuran, herhangi bir kitap gibi kabul edilemeyeceği için; abdestsiz olarak Mushafa dokunulup dokunulamaması ve gusülsüz kimsenin onu okuyup okuyamaması hususları, bilginlerimiz arasında tartışma konusu olmuştur. Bilindiği gibi abdest; başta namaz olmak üzere, bazı ibadet ve amellerin yerine
Vay Tiền Nhanh. bu kaynakta belirtilen akademik çalışmaya göre gerçekleştirildiği iddia edilen hadise. müslümanlar tarafından hz. osman tarafından yazdırıldığına inanılan 2 nüsha ile bugünkü kuran'ı karşılaştırarak, aradaki imla farkları dışında bir farklılık olmadığı tespit edilince, yine kaynaktaki açıklamalara göre, kuran'ın "vahyedildiği andan" itibaren bugüne kadar değişmemiş olduğu kanıtlanmış. sanırım arkadaşlar kuran'ın hz. osman'a indirildiğine inanıyorlar. ayrıca kuran'ın kendisinde defalarca, kuran'da hiçbir değişikliğin yapılamayacağı belirtildiği halde, imla değişiklikleri esası bozmadığından, hiçbir değişme olmadığı ispatlanmış oluyormuş. analitik zekaya, şu bilimsel yönteme bakın hele. dünyada bu şekilde işleyen ilahiyat diye bir bilim dalının var olması, hakikaten bilimin adına ilahiyat yazacağıma diyanet yazmışım, kuduk'a teşekkürler.. "allah kuran çarpsın değişmedi" denerek ispatlanmışsa pek bir kıymeti olmaz sanırım. müslümanların yaklaşık 1400 yıldır, her ramazanda, binlerce camiide, binlerce kez okudukları mukabeleler ile yaptıkları ispat. inside the koran adlı belgesel konuya farklı bir bakış açısı olabilir. neden bu denli kafaya takıldığını anlayamadığım açığa değişmediği yönünde bu kadar tarihsel veri varken değiştiğini iddia etmeye çabalamak niye? değiştiği kuranda yazıyor diye mi lan? kuranda yazan herşeye bu kadar mı muhalifsiniz. insanlar iki bacaklıdır dese ona bile itiraz edecek gibisiniz. tarihsel bir perspektifle konuya yaklaştığında hakikaten değiştirilmesi mantıklı değil işte, değişmemiş gibi duruyor. kabul edin bundan sonra güdün militan ateizminizi. değiştirildiğini iddia ederek elinize ne geçiyor...ne yani, muhammed'e inen kuran tertemiz ve harikuladeyken sonra osman tarafından değiştirilerek kadınları baskılayan, şiddet yanlısı, tutarsız bir kitap haline mi getirildi? öncelikle belirteyim ki; kur'an'ın değişmemiş olduğunun ispatı bilimsel olarak mümkün yine belirteyim ki; kur'an'a iman etmiş biri için, değiştirilmiş olma ihtimalini düşünüp şüphe etmek bile mümkün kendisine inanan insanlar için, peygambere indiği şekliyle bugüne kadar korunmuş, tek harfi bile değiştirilmemiş bir kitaptır. çünkü kur'an'ın kendisinde allah, "onu koruyacağını" söylemiştir. o halde, bir müslüman kur'an'ın değiştirilmiş olabileceği gerçeğini, önüne hangi kanıt getirilirse getirilsin reddetmek zorundadır ve zaten reddeder de...bu anlattıklarım işin "iman" bölümüydü. şimdi iman kısmından sıyrılıp bir de "dışarıdan" biri olarak bakalımkur'an, peygamberin ölümüne kadar bir kitap haline getirilmedi. bizzat islami kaynakların belirttiği gibi, sahabe tarafından ezberlendi. ayetlerin tümü veya bir kısmı ise hurma dalları, deri, taş ve kemik parçalarına yazılarak saklandı. peygamberin ölümünden sonra ise, yemâme savaşı sonrası vahiy katiplerinin ve kur'an'ı ezbere bilen çok sayıda sahabenin ölmesi nedeniyle kur'an'ı kitap haline getirmek akıllara gelir. bunun için hz ömer'in ısrarlarıyla hz ebu bekir, kur'an surelerinin yazılı olduğu yukarıda saydığım nesneleri toplatır, ezbere bilenlerin ise en az 2 şahit ile bildikleri ayetleri getirmelerini ister. bu şekilde kur'an bir kitap haline getirilir ve saklanır. islam toprakları genişleyince, hz osman 7 adet daha kur'an yazdırır ve bunları uzak islam şehirlerine gönderir. işte bugün elimizde olduğunu düşündüğümüz en eski kur'an, bu 7 kitaptan biri kabul edilir. şimdi, asıl tartışma şurada kur'an'ı ezbere bile çok sayıda sahabe, ilk kitap oluşturulmadan önce öldü. aynı zamanda kur'an'ın tümü taş, deri vs parçalara yazılmamıştı. kur'an yazımı sırasında ayet bildiriminde bulunan kişilerin bir kısmı kur'an'ı doğrudan peygamberden değil, sahabeden öğrenmişti ve o sahabeler artık yoktu. getirilen taş, kemik, yaprak vs parçalarda yazılı kur'an ayetlerinin tümü peygamber döneminde yazılmamıştı. o öldükten sonra da bu yazım işi halde, kur'an ilk toplanırken, bazı ayetler eksik kalmış, bazı ayetler ise başkaları tarafından uydurulmuş olabilir mi?hz ebu bekir'den hz osman'a kadar geçen uzun süre boyunca, ilk yazılan kur'an elden ele dolaşmış, en son hz ömer'in kızı hz hafsa'da kalmıştı. oysa hz osman'ın yazdırdığı kur'an ise, hz hafsa'daki kur'an kopyalanarak yazılmamış, yeniden bir yazım söz konusu olmuştu. islami kaynaklar, hz osman'ın bu yeni yazılan kur'an'ı, hz hafsa'daki kur'anı ödünç alarak kontrol ettirdiğini ve bir farklılık görmediğini söyler. bunun üzerine bu yeni kur'andan 7 tane daha yazılıp dağıtılır. özbekistan'da bir müzede yer alan hz osman dönemine atit 7 nüshadan biri tartışma da burada olur. hz osman döneminde yazılan kur'an gerçekten hz ebu bekir'in yazdırdığı ve en son hz hafsa'da kalan kur'an'ın aynısı mı? eğer elimizde hz ebu bekir'in yazdığı kur'an zaten mevcut ise niçin yeniden bir derleme işine girişildi? velev ki, bu derleme işinden sonra hz osman ilk kitabı hz hafsa'dan ödünç isteyip karşılaştırma yapıyor. niçin doğrudan bu kitabı alıp kopyalattırmadı? yoksa, hz osman'ın yaptığı söylenen bu kontrol, şüpheleri ortadan kaldırmak için sonradan uydurulmuş bir rivayetten mi ibaret?elimizde ne hz hafsa'daki kur'an, ne de hz osman'ın yazdırdığı nüsha yok. sadece, hz osman'ın yazdırdığı kitabın 7 kopyasından biri olduğu söylenen 2 nüsha var. bu nüshaların gerçekten hz osman dönemine ait nüshalar olup olmadığını da bilemiyoruz. peki bilgi eksikliği nereden kaynaklanıyor?islam'ın ilk yüzyıllarında, tarihi olayları kayda geçiren ve bunları yazılı belgeler olarak gelecek nesillere aktarmayı amaçlayan "tarihçi" bulunmuyor. yani aslında, islam'ın ilk yılları, 4 halife ve ilk emevi yıllarına ait elimizde tarihçilerce kayda geçirilmiş yazılı bir kaynak yok. bu nedenle ki, söz konusu devirlere ait tüm bildiklerimiz rivayetler ve yüzyıllar sonrasında yazılmış eserlerden ibaret. öyle ki; ehl-i sünnet'in en güvenilir ve en eski hadis kaynaklarından biri olan sahih-i buhari bile, peygamberin ölümenden 200 yıl sonra yazılmış. bkz şeytan ayetleribkz incilin değiştirilmesine rağmen kuran'ın korunması/manzikertbir tür ego tatmini, iman doyurma ihtiyacı sonucu yapılmış eylem. tutarsız, çelişkili, tanrısal bir kurgudan ve akıldan yoksun, tanrısal bir düzene değil insani günlük siyasete sahip bir mantalitesi bulunup sık sık görüş değiştiren bir yazarı olan, insani kin, nefret, intikam ve yeminler içeren ve yahudi efsanelerini tekrar edip duran bir kitap değişse ne olur, değişmese ne olur? hem kuran'ı sonsuza dek korumaya dair sözler eden bir yaratıcı, daha önceden gönderdiği tevrat'ı niye koruyamamıştır, evrende hiçbir şey hükmündeki insanlar tarafından değiştirilip tahrif edilmesine nasıl olup da mani olamamıştır? eğer öyleyse ki öyle, bu acizlik allah'ın yüceliği, kudreti, her şeyi en başından bilen ve her şeye gücü yeten iradesi ile bağdaşır mı? bu arada ilginçtir ki kuran-ı kerim, indiği dönemin tevrat ve incil'ini, bu kitapların 7. yüzyılda elde bulunan tüm nüshalarını tasdik eder, onaylar 16525634. bu da başlı başına bir çelişki. ya hadi hepsinden geçtim. kuran'ın değişmemiş olduğu ispatlandı madem, o halde günümüzdeki kuran metni bütünüyle allah'ın sözlerinden oluşuyor değil mi? öyle ya. o halde soruyorum tüm evreni yaratan yüce bir tanrı, sonsuz merhametli bir allah "henüz büluğa ermediği için hayız göremeyen, daha ergenliğe adım atacak yaşta olmadığından adet göremeyen küçük yaştaki kız çocukları ile cinsel ilişkiye izin verir mi?"vermemeli değil mi? ama ne yazık ki allah, değişmemiş olduğu kanıtlanan kutsal kitabı kuran-ı kerim'de henüz hayız görmeye başlamamış küçücük kız çocuklarıyla evlenmeye ve onlarla cinsel ilişkiye girmeye izin veriyor. buyur oku bkz talak/altay. bilimsel olarak diktatör, medine halkını koyun zanneden insanların islam tarihi'ni okumadıklarını da anlamış oluyoruz ama öte yandan. objektif bir gözle okumaya çalışmaya devam edelimsen medinedeki binlerce insana göre dünyanın en önemli şeyini yapıyorsun. allah'ın sözlerini gelecek nesillere aktarmak amacıyla derleyip toparlıyorsun. nitekim bu olay 100'lercesinin sözleri bugüne kadar çeşitli rivayet zincirleriyle ulaşmış binlerce medinelinin ortasında yapılıyor. ve bu insanlar daha önce mallarını, kanlarını hatta canlarını gözlerini kırpmadan vererek islam'a olan bağlılıklarını ispatlamış, çok çok fazlası da samimi adamlar. bu adamlar kendi ana babalarına kardeşlerine karşı kılıç çekip savaşacak kadar muhammed'in güttüğü davaya inanmışlar, öyle iman etmişler. bu adamlar "anam babam sana feda olsun ya resulullah"ı parola haline getirmiş adamlar. hani ateistik gözle muhammed ahaliyi kandırdı ya; işte bu adamlar hakikaten tüm samimiyetle sen bu adamların gözleri önünde inmiş olan kuranı, bu adamların gözleri önünde değiştirecek ve bu değişikliği bu adamların hepsine dayatacaksın. neye güvenerek? islam toplumu bugünün modern toplum tipolojisinden öyle farklı ki... orduya mı güveneceksin? ordu zaten bu adamlardan müteşşekil. düzenli bir ordu yok. servete mi güveneceksin, osman'dan çok daha zengin sahabiler var ve yaşıyorlar. kabilene mi güveneceksin? kabilesi osman'dan kuvvetliler var, kaldı ki osman'la aynı kabileden başka samimi müslümanlar da var. yani, bugünün devleti gibi halktan bağımsız, halkı baskılayabilen, kopuk ve güçlü bir devlet yok piyasada. devletle halk arasında net bir çizgi yok zaten. camilerde karar almadan bahsediyorum ben sana. camide tüm cemaatin katılımıyla kararlar böyle şartlar altında kuranı bile isteye kendi lehine değiştireceksin ve medinede bulunan onca sahabi seslerini kesip susacaklar ha? ki düşün ali zamanında bu insanlar ali anlaşmazlığı çözerken hakem tayin etti diye isyan etmişlerdi, o kadar hassaslar. haksızlar, ama hassaslar. kolayca isyan bayrağını göndere çekebiliyorlar. böyle adamlarla hercumercken toplumu devlet gücüyle ? baskılayıp kuranın değiştirilebileceğini iddia etmek ne yazık ki tarih bilmeden atıp tutmakla eşdeğer. böyle bir ispat allah'a karşı gelmektir. zira allah'ın kuran'da dediğine göre kuran değiştirilmiştir. bkz kuran-ı kerim'in değiştirilmiş olma olasılığı/20010629 ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın.
araf 179 andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. işte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da sapıktırlar. işte asıl gafiller onlardır. hani hoşgörü diniydi, tanrı madem adil bu ne hocam ? * mitoslar insanların yarattığı hikayelerdir. kuran ve diğer dini kitaplarda hikayeler yer alır örneğin; yaradılış hikayeleri,tufan hikayeleri... tüm dini kitaplar birer mitoloji kitabıdır. mitoloji derslerine alternatif kaynaklardır. kaldı ki dini kitaplar bir şekilde sümer yazıtlarına dayanır.bkz kuran tevrat ve incilin sümerdeki kökeni bkz muazzez ilmiye çığ hastası değilim o ayrı peygamberin geliş amacı bu delillerin arasında en güçlüsü olarak ele alınabilir. bkz insanlar içinde insanlardan bir insan olmak birbiriyle çelişen birtakım ayetler göz önüne alındığı özellikle mekke zamanı ayetleriyle medine zamanı ayetlerinin arasındaki önemli üslup farkları göz önüne alındığında ve tüm ilahi ve kitaplı inançların zaten aslında sümerler, asurlular, frigyalılar, hititler gibi insan aklının derinlerinde binyıllar öncesinden gelen bir düşünce yapısı içerdiği düşünüldüğünde, insan veya dünya dışı bir takım varlıkların elinin değdiği veya tanrısal düzlem içinde olup da başka boyutlarda varolan çeşitli varlıkların elinin değdiğinin düşünülmesi ile açıklanabilecek ancak tanrı sözünün de günümüzde nerelerde olduğu bilinemeyecek şekilde biyerlere sıkıştığına dair kanıtların da yok olmadığı kanıtlardır... insandan çok tanrının kendisi hariç belirtilen diğer varlıkların değme olasılığı daha fazladır... ayrıca insan veya diğer ellerin değdiği yerler özellikle kibele kültürü ve sonrasındaki şaman,pagan ve doğa bazlı diğer inançların alıntılanarak kendi düşünce sistemlerini hakim kılmak için yozlaştırılması ile yapılmıştır. ilahi dinlere göre, ilk insan hz. adem'den bu yana yaratıcı ikaz ve elçi göndermiştir ama sonra bunlar bozulmuştur, sonra yenisi gönderilmiştir, sonra bozulmuştur, sonra yenisi...ancak bu yaratıcı bunların bozulacağını bir türlü tahmin edememiştir. kuranın "ben yolladım siz bozdunuz. bu kez sonuncusunu yolluyorum sakın bozmayın." mealinde şeyler barındırması bile yeter kendi içindeki çelişkiler de bunu destekler niteliktedir. örneğin- ey iman edenler! sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar, bir de -yolcu olmanız durumu müstesna- cünüp iken yıkanıncaya kadar namaza yaklaşmayın. nisa 43 iniş sırasına göre 4. sure- hurma ağaçlarının meyvelerinden ve üzümlerden hem içki, hem de güzel bir rızık edinirsiniz. elbette bunda aklını kullanan bir toplum için bir ibret vardır. nahl 67 iniş sırasına göre 16. sure- sana içkiyi ve kumarı sorarlar. de ki “onlarda hem büyük günah, hem de insanlar için bazı zahiri yararlar vardır. ama günahları yararlarından büyüktür.” bakara 219 iniş sırasına göre 2. sure- ey iman edenler! aklı örten içki ve benzeri şeyler, kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir. onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. şeytan, içki ve kumarla, ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. artık vazgeçiyor musunuz? maide 90,91 iniş sırasına göre 5. sureşimdi burada allahın kafası biraz karışık için ama içkiliyken namaz kılmayın derken aman içmeyin günah diye devam kuranda yazılanlara inanıyor musun ?- tabii ya incile ?- yok onu insanlar bozmuş sonradan ekleme çıkarma allah isteseydi onu da değiştirilmeyecek şekilde yollayabilirdi değil mi ?- tabii ki. bu ne biçim madem allah incili bozulacağını bile bile yollamış sen o ufacık beyninle nasıl allahın işine karışırsın ?- hadis nedir hocam ?- şimdi hadis kısaca peygamber efendimizin sözleri ve bu hadisler kuranda yer almaz mı ?- yok almaz. bunlar kuranı daha iyi anlamamıza yardımcı peki bu hadislerin islamdaki önemi nedir ?- kuranda arayıp bulamadığımız bazı şeylerin cevabı için hadislere başvururuz. mesela nasıl abdest alınacağı kuran yetersiz mi yani ?- tövbe estağfirullah .defol başımdan kafir zındık ..........bkz yaşanmıştır "edebi bir dev yapıt olarak kuran tek başına durmaktadır; arap edebiyatının eşsiz bir ürünüdür, kendi deyimiyle selefi ve halefi yoktur. tüm çağların müslümanları yalnızca içeriğinin değil, üslubunun da taklit edilemeyeceği konusunda birleşmişlerdir… " arap dili uzmanı hamilton gibb"misyonunun gerçekliğinin bir kanıtı olarak ne zaman hz. muhammed sav'ten bir mucize istense, o, kuran'ın ilahi kaynağının bir kanıtı olarak kuran ifadelerini ve kıyaslanamaz üstünlüğünü kullanmıştır. aslında müslüman olmayan kişiler için bile hiçbir şey onun anlaşılır bir bütünlüğe ve kavrayıcı bir tokluğa sahip dilinden daha harika değildir... gösterişli ahenklerle dolu seslerin bolluğu ve olağanüstü ritimler, en düşmanca ve kuşkuyla yaklaşan kişilerin değişmesinde önemli olmuştur. " paul casanova'nın "l'enseignement de i'arabe au college de france" fransız kolejinde arap eğitimi adlı makalesinden"kuran cebrail tarafından hz. muhammed sav'e dikte ettirilmiş, kelimesi kelimesine allah'ın bir vahyidir. kendisi ve allah'ın peygamberi hz. muhammed sav'in doğruluğunu teyit eden bir mucizedir. mucizevi niteliği kısmen tarzında yatar -o kadar mükemmel ve yücedir ki hiçbir insan ve cin en kısa suresiyle kıyaslanabilecek tek bir sure yazamaz- kısmen de öğretisinin içeriğinde, gelecek hakkındaki bilgilerinde ve hz. muhammed sav'in asla kendi kendine elde edemeyeceği bilgilerin olağanüstü derecede doğruluğunda yatar." harry gaylord dorman'ın towards understanding islam islam'ı anlamaya doğru adlı kitabından"arapça kuran'a aşina olan herkes bu dini kitabın güzelliğini övmede hemfikirdir; biçimindeki ihtişam o kadar üstündür ki, herhangi bir avrupa lisanına tercüme edildiğinde gerektiği gibi takdir edilemeyebilir."edward montet, traduction francaise du coran kuran'ın fransızca tercümesi adlı kitabındankuran evrensel olarak, arapların en asil ve kibarı olan kureyş lehçesinde, en güzel ve saf bir dille yazılmıştır… kuran'ın stili güzel ve akıcıdır… ve birçok yerde özellikle de allah'ın haşmeti ve nitelikleri tarif edildiği zamanlar yüce ve görkemlidir… o kadar başarılıdır ve dinleyicileri o kadar hayrete düşürür ki, bazı muhalifleri bunun bir büyücülük ve sihir etkisi olduğunu düşünmüşlerdir.george sale'in, the koran the preliminary discourse kuran ilk vaaz adlı kitabından"bence genetik ve din arasında hiçbir çatışma yok, bilakis din, bazı geleneksel bilimsel yaklaşımlara vahiy ekleyerek bilimi yönlendirebilir ki bunlar da kuran'da var olan sözlerdir, asırlar sonra geçerli olduğu gösterilmiştir ve kuran'daki bu bilgi desteği allah'tandır. prof. joe leigh simpson, obstetrik, jinekoloji, moleküler ve insan genetiği alanlarında profesör"bir bilim adamı olarak, sadece kesin olarak gördüğüm şeylerle ilgilenebilirim. embriyoloji ve gelişimsel biyolojiyi anlayabiliyorum. kuran'dan bana tercüme edilen kelimeleri de anlayabiliyorum. daha önce vermiş olduğum örnekte olduğu gibi eğer kendimi o çağa götürebilseydim, bugün bildiklerimle ve tanımlayabildiklerimle, o zaman tarif edilmiş olan şeyleri tanımlayamazdım… öyleyse kuran'da yazılan herşeyde ilahi müdahalenin olduğu düşüncesi ile hiçbir çelişki göremiyorum. "prof. e. marshall johnson, thomas jefferson üniversitesi'nde anatomi ve gelişimsel biyoloji profesörü"bazı ayetler kuran ayeti, hücre karışımından organların yaratılışına kadar insan gelişiminin son derece kapsamlı tanımını yapar. aşamaları, terminolojisi ve açıklaması ile insan gelişiminin böylesine açık ve eksiksiz kaydı daha önce var olmamıştı. hepsinde olmasa bile çoğu durumda bu açıklama, geleneksel bilim literatüründe kayıtlı olan insan embriyosu ve insan cenini gelişiminin pek çok aşamasını yüzyıllar öncesinden bildirmektedir." gerald c. goeringer, georgetown üniversitesi'nde tıbbi embriyoloji dalında doçent"insanın gelişimi hakkında kuran'daki ifadelerin açıklanmasında yardımcı olmak benim için çok büyük bir zevk. ben kesin olarak söylüyorum ki bu ifadeleri hz. muhammed sav'e allah vermiştir, çünkü bu bilginin çoğu pek çok yüzyıl sonrasına kadar keşfedilmedi. bu bana şunu kanıtlıyor ki, hz. muhammed sav allah'ın elçisidir." prof. keith l. moore, toronto üniversitesi anatomi ve hücre biyolojisi profesörü, seçkin bir embriyolog ve pek çok tıp ders kitabının yazarı"insan embriyosunun geçirdiği evreler kompleks olduğundan -ki bunu gelişim sırasındaki sürekli değişim sürecine borçludur- kuran ve sünnetteki deyimler kullanılarak yeni bir sınıflama sistemi önerilmiştir. önerilen sistem basittir, çok kapsamlıdır ve günümüzdeki embriyolojik bilgiyle tam uyum halindedir." prof. keith l. moore, toronto üniversitesi anatomi ve hücre biyolojisi profesörü"son dört yıldır kuran ve hadislerle ilgili yapılan yoğun çalışmalar sonucunda, insan embriyosunu bölümlere ayıran yeni bir sistem ortaya çıkmıştır ki, bu ms 7. yüzyılda kaydedildiği için çok şaşırtıcıdır... kuran'daki açıklamalar ms 7. yüzyıldaki bilimsel bilgiye dayalı olamazlar..." prof. keith l. moore, toronto üniversitesi anatomi ve hücre biyolojisi profesörü"hz. muhammed’in evrenin ortak kökeni gibi konuları bilmesinin imkansız olduğunu düşünüyorum, çünkü bilim adamları bunu son derece komplike ve gelişmiş teknolojik metotlar kullanarak son birkaç yıl içinde bulabilmişlerdir… 1400 yıl önce nükleer fizik hakkında hiçbirşey bilmeyen bir kişi, örneğin; yeryüzünün ve gökyüzünün aynı kaynaktan geldiğini veya burada tartıştığımız diğer soruların cevaplarını kendi bulamaz." prof. alfred kroner, almanya, mainz üniversitesi jeobilim profesörü, dünyanın en ünlü jeologlarından"tüm bunları birleştirirseniz ve kuran'da dünya hakkındaki konular ile dünyanın oluşumu ve genel olarak bilim ile ilgili tüm bu ifadeleri birleştirirseniz, pek çok şekilde burada açıklanmış ifadelerin kesinlikle doğru olduğunu ve şimdi bunların bilimsel metotlar ile teyit edildiğini… söyleyebilirsiniz. kuran'da geçen ifadelerin pek çoğu o zaman için henüz kanıtlanmamıştı, fakat modern bilimsel metotlar şimdi hz. muhammed sav'in 1400 sene önce söylemiş olduklarını kanıtlayan bir pozisyonda." prof. alfred kroner, almanya, mainz üniversitesi jeobilim profesörü"kuran'da doğru astronomik gerçekleri bulduğum için çok fazla etkilendiğimi söyleyebilirim ve bizim gibi evrenin en ufak parçasını dahi inceleyen modern astronomlar için özellikle. en küçük parçayı dahi anlamak için çabalarımızı yoğunlaştırıyoruz. çünkü teleskoplar kullanarak tüm evreni düşünmeden sadece gökyüzünün en küçük kısımlarını görebiliyoruz. öyleyse kuran okuyarak ve soruları kuran'dan cevaplayarak evren araştırmalarım için gelecekteki yolumu bulabileceğimi düşünüyorum." prof. yushidi kusan, japonya, tokyo rasathanesi direktörü"kesinlikle gördüğümüz şeyin harikulade olduğunu belirtmek isterim. ister bilimsel açıklamayı kabul etsin ister etmesin, gördüğümüz bu yazıları değerlendirmek için bizim sıradan bir insan tecrübesiyle anlayacağımızın çok daha ötesinde bir şey olmalı." prof. armstrong, nasa'da görevli astronomi profesörü"kuran birkaç yüzyıl evvel gelmiştir ve ne keşfettiysek teyit etmiştir. bu demektir ki kuran, allah'ın sözüdür." prof. joly sumson, jinekoloji ve obstetrik profesörü"bu kitap kurangeçmişten, yakın zamandan ve gelecekten bahsediyor. hz. muhammed sav'in döneminde insanların kültürel seviyesini bilemiyorum ve bilimsel düzeylerini de bilemiyorum. eğer bu geçmiş dönemde bildiğimiz düşük bilim düzeyi ise ve teknoloji yok ise, hiç şüphe yok ki, bugünlerde kuran'da ne okuyorsak hepsi allah'ın ışığıdır. bunu hz. muhammed sav'e ilham etmiştir. böylesine mükemmel bir bilgi olabilir mi diye ortadoğu'daki medeniyetin başlangıç tarihi hakkında bir araştırma yaptım. bu allah'ın hz. muhammed sav'i gönderdiği inancını daha da güçlendirdi. ona engin biliminden yakın zamanda keşfettiğimiz küçük bir parça gönderdi. jeoloji alanında kuran'la bilimin sürekli bir diyaloğu olmasını umuyoruz." prof. palmar, amerika'da jeoloji alanındaki önemli bilim adamlarından biri"inanıyorum ki bu kuran bilgisi çok çok ilginç ve neredeyse imkansız. kesinlikle inanıyorum ki ne söylüyorsanız haklısınız, bundan dolayı bu kitabın kuran'ın duyurusu çok değerli, size katılıyorum." prof. syawda, japonya'da ve dünyaca ünlü okyanus jeolojisi alanındaki japon bilim adamı hubble teleskobunun çektiği görüntüler bile yeterli delil olmasına rağmen hala bazılarının kabul etmek istemediği durumdur...ulan makina ışık yılı uzağı gösteriyor ve hala cebrail'den bile iz yok be.... bazı şeylerin erkeklerin ipek giymesi altın kullanması gibi neden cezalandırıldığı konusuna mantıklı açıklama getirmeyen hikayeler, bazı kavimlerin başına gelen felaketlerin abartı olması, yok olan kavimlerle ilgili tarih kitaplarında bilgi bulunmaması, bazı sayıların küsuratlı yazayım da attığım anlaşılmasın mantığıyla verilmesi, bazı sayıların hep aynı sayıların örneğin 7 veya 3 katları vs. olması.
kuranın allah ın kitabı olduğunun kanıtı