Sokak köpeklerine selam vermek, adam olmaya çeyrek var demektir. Sadri Alışık. Çok bilinmeyenli bir denklem gibiyim, bilinmeyenim çok, bilinenim hiç yok. Ben ne aforizmalar yırttım attım çöpe. Sırf gençler intihar etmesin diye. Franz Kafka. Oğlumun adını okyanus koyacağım, hiç bir şeyi olmasa bile dalgası büyük olur.
Hüsrev ‘in sahneden çıkmadan önceki son sözleri , “kestiniz benim hayat damarım baba yadigarı incir ağacımı , bana çıldırmaktan başka bir yol bırakmadınız !” , olur. BİR ADAM YARATMAK (YA DA ARABESK) HAMLET KARŞILAŞTIRMASI. Bir Adam Yaratmak yapısal açıdan Hamlet oyunu ile paralellikler taşıyor diyebiliriz.
Seni'olduğun gibi seven' insan için, iyi gün kötü gün yoktur. Ne zaman yanında olması gerekiyorsa, o zaman yanında olur. / Cemal Süreya. Seni ne zaman uyurken hayal etsem, affediyorum. / Cemal Süreya. Neden durgunsun sorusuna cevap aramaktan; ve bunu sormasınlar diye gülümsemekten yoruldum. / Cemal Süreya.
Kerem Alışık açıklamasında şu sözleri dile getirdi: “Bir iddiaya göre denilerek, hiç bir dayanağı olmadan, ne amaçla uydurulduğu, nereden çıktığı belli olmayan, gelişi güzel yapılan haberler, maalesef hiç istemediği halde insanı açıklama yapmak zorunda bırakıyor. En kötüsü de bu galiba. Durup dururken gerçek
ATATÜRKün Din İle İlgili Sözleri. Kerem Hoca paylaştı. 2022-01-21 00:06:32 Esik Kurganı ve Altın Elbiseli Adam. Kerem Hoca paylaştı. 2022-01-20 23:
Vay Tiền Nhanh. Afedersiniz siz Baharmısınız, Biraz hatırlatsak bizi tanırmısınız. Biz hep sizin hayalinizle yaşardık, Size dair şiirler yazardık. Geceye yüzünüzü çizer, Hangi yalnızlığa kendimizi atsak Sizin göğsünüzde soluklanırdık Saçlarınız alev, alev dalgalanırdı omuzunuzda. Yağmura inat güneşi eken bizdik mahzunluğunuza Bazen bir rüzgar gibi eser, Bazen bir şimşek gibi çakardınız. Sanki yüreğimize kılıç saplardınız. Parmak uçlarınızda sevda nakışları, Sizin gülüşünüz aydınlatırdı Bu soğuk, bu kurak kışları. Bakışlarınız acımasızca kara Bizi vurup, vurup giderdiniz akşamdan sabaha. Saçınızı düz tarardınız, Afedersiniz nasıl tanımazsınız. Biz hep sizin hayalinizle yaşardık, En sevdiğiniz çiçekleri toplardık. Bir sepet gül, biraz lale, birde sümbül Küçük bir serçenin kanadından bile gocunurdunuz. Karşı taraftaki o zehirli evi nasıl unutursunuz. Kirpiklerinizde yangın izi, Ağzınızda çocuk nefesi, Bir odadan bir odaya koştururdunuz, Yavrusunu koklayan ceylan misali. Namusunuzu korur gibi koklardık sizi, El sürmeyecek kadarda bilirdik hikmetimizi. Afedersiniz siz Baharmısınız, Rica etsek ortaya çıkarmısınız. Biz hep sizin hayalinizle yaşardık, Sizinle aynı anda güne başlardık, Henüz mahçuptunuz size tutulduğumuzda, Nasılda mutlu olurduk bize tutunduğunuzda. Sonra nedense gözlerinizi başka dünyalara çevirdiniz, Önümüze kapkara bir bulut getirdiniz. Şımarık ve rahat bir tavrınız vardı, Bu halinizle üstünüze ne giyseniz yakışırdı. Hayatınızdan hiç eksik etmediniz gezmeleri, Temiz giyimli, kirli adamlar alırdı, sizi geceleri Biz bunu kıyamet alameti sayardık, İçimizi sis bürürdü, Yapraklarımız dökülür, Sanki usul, usul dağlar yürürdü. Uykularda yer bulamazdık Kanlıca iskelesinde, Elimizi başımıza koyar, Gizli, gizli ağlardık. Şimdi ne desek, ne söylesek size az Unutmayın, bu devran kimseye kalmaz. Acı nerden gelirse gelsin, Yiğit, yiğittir yakınmaz Kusura bakmayın epey zamanınızı aldık Oturduk üstüne birde şiir yazdık Bilmem artık bu cüretimize ne dersiniz Afedersiniz ama, siz Bahar değilsiniz Siz, o Bahar değilsiniz Siz maalesef Bahar değilsiniz.
Kerem Alışık şarkıcısının popüler şarkılarından Afedersiniz Siz Bahar Mısınız? şarkısının sözlerini sizlerle paylaşıyoruz. Kerem Alışık - Afedersiniz Siz Bahar Mısınız? Şarkı Sözleri sitemize 27 Ekim 2014 Pazartesi tarihinde admin tarafından eklenmiştir. Afedersiniz siz Baharmısınız, Biraz hatırlatsak bizi tanırmısınız. Biz hep sizin hayalinizle yaşardık, Size dair şiirler yazardık. Geceye yüzünüzü çizer, Hangi yalnızlığa kendimizi atsak Sizin göğsünüzde soluklanırdık Saçlarınız alev, alev dalgalanırdı omuzunuzda. Yağmura inat güneşi eken bizdik mahzunluğunuza Bazen bir rüzgar gibi eser, Bazen bir şimşek gibi çakardınız. Sanki yüreğimize kılıç saplardınız. Parmak uçlarınızda sevda nakışları, Sizin gülüşünüz aydınlatırdı Bu soğuk, bu kurak kışları. Bakışlarınız acımasızca kara Bizi vurup, vurup giderdiniz akşamdan sabaha. Saçınızı düz tarardınız, Afedersiniz nasıl tanımazsınız. Biz hep sizin hayalinizle yaşardık, En sevdiğiniz çiçekleri toplardık. Bir sepet gül, biraz lale, birde sümbül Küçük bir serçenin kanadından bile gocunurdunuz. Karşı taraftaki o zehirli evi nasıl unutursunuz. Kirpiklerinizde yangın izi, Ağzınızda çocuk nefesi, Bir odadan bir odaya koştururdunuz, Yavrusunu koklayan ceylan misali. Namusunuzu korur gibi koklardık sizi, El sürmeyecek kadarda bilirdik hikmetimizi. Afedersiniz siz Baharmısınız, Rica etsek ortaya çıkarmısınız. Biz hep sizin hayalinizle yaşardık, Sizinle aynı anda güne başlardık, Henüz mahçuptunuz size tutulduğumuzda, Nasılda mutlu olurduk bize tutunduğunuzda. Sonra nedense gözlerinizi başka dünyalara çevirdiniz, Önümüze kapkara bir bulut getirdiniz. Şımarık ve rahat bir tavrınız vardı, Bu halinizle üstünüze ne giyseniz yakışırdı. Hayatınızdan hiç eksik etmediniz gezmeleri, Temiz giyimli, kirli adamlar alırdı, sizi geceleri Biz bunu kıyamet alameti sayardık, İçimizi sis bürürdü, Yapraklarımız dökülür, Sanki usul, usul dağlar yürürdü. Uykularda yer bulamazdık Kanlıca iskelesinde, Elimizi başımıza koyar, Gizli, gizli ağlardık. Şimdi ne desek, ne söylesek size az Unutmayın, bu devran kimseye kalmaz. Acı nerden gelirse gelsin, Yiğit, yiğittir yakınmaz Kusura bakmayın epey zamanınızı aldık Oturduk üstüne birde şiir yazdık Bilmem artık bu cüretimize ne dersiniz Afedersiniz ama, siz Bahar değilsiniz Siz, o Bahar değilsiniz Siz maalesef Bahar değilsiniz.
Kerem Alışık, “Sözümün İçindekiler” adını verdiği bir şiir albümü hazırladı. Haber Giriş Tarihi 0851 Haber Güncellenme Tarihi 0855 Ünlü oyuncu albümde kendi şiirleri dışında Attila İlhan şiirlerini de seslendirdi. Albümün ilk şiiri “Adamın Teki” geçtiğimiz cuma tüm dijital müzik platformlarında yer aldı. Alışık’ın kaleme aldığı şiirin bestesini Musa Özmen, düzenlemesini ise Ercan Saatçi yaptı. ŞİİRLERİM, GÖNLÜMÜN SÖYLEDİKLERİ “Sözümün İçindekiler” projesi için Kerem Alışık şunları söyledi “Sözü şiir olarak tanımlamaya çalışmak denizi yürüyerek geçmeye benzer. Ben sayısız kere denizi yürüyerek geçmeye çalıştım. Anladım ki ne kadar çalışırsam deniz o kadar açılıyor. Sözümün içinden şiir olarak çıkanlar aslında gönlümün söyledikleri.”
Yazımız 5 Nisan 2021 tarihinde güncellenmiştir. Sadri Alışık tam adı ile Mehmet Sadrettin Alışık, Türk tiyatrocu, sinema oyuncusu ve komedyen. Sadri Alışık 5 Nisan 1925 yılında İstanbul’un Beykoz ilçesinde doğdu. Çocukluğundan beri tiyatro ve sinemaya karşı büyük bir ilgisi olan Alışık, İstanbul Erkek Lisesi’nden mezun oldu. Eğitimine Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümünde devam etti. Okul yıllarında birçok tiyatro oyununda yer aldı. 1945 yılında Faruk Kenç’in yönettiği Günahsızlar filmiyle sinemaya ilk girişini yaptı. Özellikle oynadığı Turist Ömer, Ofsayt Osman gibi tiplemelerle hafızlara kazındı. Sadri Alışık genellikle değişen toplumsal değerler içinde güzelliklere tutunan, umut dolu, yaşama sevincini hiç kaybetmeyen, dürüstlüğü ve doğruluğu özleyen karakterleri canlandırdı. Sinemanın yanı sıra şiir ve resimle de uğraşan Alışık, 500’den fazla filmde rol aldı. İlk evliliğini sinema oyuncusu olan Neriman Esen’le yapan Sadri Alışık, daha sonra Çolpan İlhan’la evlendi. Bu birliktelikten tek çocuğu Kerem Alışık dünyaya geldi. Karaciğer, böbrek ve solunum yetmezliği ile kemik iliği hastalığı nedeniyle tedavi gören Sadri Alışık, 18 Mart 1995 tarihinde İstanbul’da yaşamını yitirdi. Cenazesi Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verildi. Gönüllere taht kurmuş bu usta oyuncunun sözlerinden ve repliklerinden bir derleme hazırladık. Bu da mı gol değil be? Spak üç çay çek ordan demli olsun. Bazen bir gülüş için ömür bile verilir. Canımsın be yüreğimsin ötesi var mı? Paspası içeri koydum Gelen ayağını değilGönlünü yuğsun diye İşe yaramadı Seni gördüğüm an zıpkın yemiş orkinosa döndüm. Cüzdan gitti Müjgan. Para önemli değil de içinde resmin vardı. Yalvarmaktansa kaybetmeyi tercih ederim, prensip meselesi. Sokak köpeklerine selam vermek adam olmaya çeyrek var demektir.” Yaşamak Müjgan gibi bir şeydir, ölmek Müjgan yok demektir. Sen sağ ben selamet. Haydi oğlum Kazım sefalete devam et. Korkma, dünyada her zaman inanılacak sağlam şeyler bulunur. Şimdi sizden tek isteğim beni hep sevin ve beni hiç unutmayın. Gene yutulduk, gene meteliğe atıcak kurşunumuz bile kalmadı. Kerem Alışık sünnet düğününden Ne demiş Cames Bond Paran varsa dünya sana aşık, züğürtlere yakışır tahta kaşık. Yes, olrayd. Öpüşecek birini aramadık; bizim için ölsün de demedik, hani biraz sevse üstünü biz tamamlardık. Otobüs gelince atılan sigara gibi yarım sevmeyin insanları.. Ya sonuna kadar için ya da hiç yakmayın. Seni öyle bir severim ki, Dengeni kaybedersin. Kiliseye gider, Selamun aleyküm’ dersin. Bir Ömürlük İstanbul, Sadri Alışık Lağımcı değiliz oğlum. Balıkçı adam kokusunu değiştirdi mi mesleğini inkar etmiş olur. Seni öyle bir severim ki, Dengeni kaybedersin. Kiliseye gider, Selamun aleyküm’ dersin. Senin her şeyin yerinde ama dilin torna görmemiş. Akşam gel de öğretiyim küçük hanım. İyi niyetten kaybetmek mi? Kaybetmeyi göze alacak kadar “iyi niyetli” olmak mı? Yoksa bile bile lades miydi bizimkisi? Ben hep iyi niyetimden kaybettim abi. Bir Ömürlük İstanbul, Sadri Alışık Sevildiğin kadar zenginsin, sevdiğin kadar cömert. İnandığın kadar özgürsün, yaşadığın kadar ölümsüz. Ne zaman gol diye sevinsek arkamızı dönüp baktığımızda ofsayt bayrağını kaldırmış bir hayat görüyoruz. Benim hayatım hüzzama çalar hep, İnceden hicaz bir girizgah ile. Ertesi hariciden gazeldir. Hafiften bir kemani klarnet taksimiyle. ”Zaten onu hiç sevmedim ben, hiç sevmedim. Yalnızlığımı bölüştüm bir ara hepsi bu kadar. Sonra içten içe gülüştük biraz, bir demet çiçek, niyet kuşu, deniz kıyısı, karpuz sergisi, falan filan…” Yahu ben kuruntu yapmam. Bi şey var Müjgan’da. Yüzüğünü takmadı, yüzü hiç gülmedi. Ya Müzgan bugün güzel bile değildi. Ötesi var mı? Şanzımanı görme, motor desen yani gelinlik kız hem de namuslu tarafından. Şu nikelaja bak be böylesini Dolmabahçe sarayına ayna diye asıyorlar. Dalgalarla boğuşmaktan yorgun düşmüş bir gemiyim, bir limana ihtiyacım var sığınacak. Öylesine yorgunum işte, öylesine düşkün, öylesine bitap. Öyle bir sevdim ki Müjgan’ı dünyamı şaşırdım. Haddimi bilemedim. Evleniriz gibi geldi bana. Evimiz yuvamız olur, ışığımız yanar, fakir soframız kurulur gibi geldi. Sen ofsayt nedir bilir misin abla? İşte o benim. Ömründe hiç bir işe yaramamış bir baltaya sap olamamış bir hergelenin heykeli dikilse. Benim kalıbımı dökerlerdi! Ya buram yanıyo abi direksiyon, yol, taş, viraj, yav trafik memurunu Türkan görüyorum iyi mi. Sebepsiz yere doluyo gözlerim ne yemek ne içmek durup dururken bi ağlama ölüyorum be. Semtimizin bir tanesiydi Müjgan. Saçları sırtına kadar sırma sırma dökülür Elleri ufacık, gözleri dört defa lacivertti. Ve de her ne hikmetse oda bana gönüllüydü. Öyle sevdim ki Müjgan’ı, dünyamı şaşırdım. Haddimi bilemedim, evleniriz gibi geldi bana… Bir daha mahalleye gelmedi Müjgan, gelemedi. “Bizim dar ve eski sokaklara sığmıyormuş otomobili” dediler. “Senede birkaç ay zaten Avrupa’daymış.” dediler. “Zaman şifalı bir ilaçtır unutursun.” dediler, unuttum bende unuttum, hiç aklıma gelmedi… ”Hayat demek ölümü beklemek demektir; az çok hepimiz denizi, yıldızları, ağaçları, işte falanları, filanları göreceğiz. Birçok şeyin tadına bakacağız sonra da ister istemez ”Gidiyorum Elveda” şarkısını söyleyeceğiz. Öyle ise gidenin de, kalanın da gönlü hoş olsun.” 44 yıldır çok sevdiğim bir mesleği yapıyorum. Bunun acısını, ızdırabını, yorgunluğunu, kederini, meşakkatini çektim ama şerefini taşıdım… İnanır mısınız? Bütün bunlardan sonra ölürken mutlu öleceğim. Bir Yudum İnsan/Sadri Alışık ”Düşündüm de, insan ömrü dediğin sayfalık bir hikaye… Onu da olur olmaz şeylerle karalamak yanlış. Her şeye gülüp geçmek lazım. Onun için sen de gül ama yalancıktan değil… Geçmişi, eskiden olanları, kalbinin sızısını, sevdiğin insanı falan her şeyi boş vererek gülmelisin. Gül haydi, yüzüne gülmek yaraşır. Hemen şimdi. Bak, bak ben nasıl gülüyorum dünya umurumda değil!” ÇOLPAN İLHAN şöyle anlatmıştı SADRİ ALIŞIK’ı “Çok değişken bir adamdı. Bir anda espriden güler geçirirdi herkesi. Son derece cömertti, müthiş bir hayal gücü ve ufku vardı. Onca yıl evli kaldım, pijamalı sofra başında çorbasını içerken hiç görmedim. Hep hareketliydi, gecenin üçünde “hadi kalk, sıkıldık” deyip gece kulübüne götürürdü beni. Olmadı ormana götürür, bülbül dinletirdi. Çok hoşluklar yapardı. Mesela Karadeniz’e film çekmeye gitmişti ilişkinin başlarında. Cep telefonu olmadığı gibi, normal telefon da yok. Dağ başında kilometrelerce yürüyüp, jandarmanın oradan gece yarıları telefon ederdi. Onca yolu gitme, etme…derdim, nafile… Bir keresinde de gece kapı çalındı. Annem bendeydi, postacıyı görünce babama bir şey oldu diye korktuk. Telgraf Sadriden’di. Oysa biraz önce telefonla konuşmuştuk. Şu satırlar yazılıydı telgrafta “Sana SENİ SEVİYORUM demeyi unuttum da…!!
Oyunculuğunu, kişiliğini herkese kabul ettirmiş ve Türk Halkı tarafından çok Nisan 1925 yılında Paşabahçe’de bahçesinde meyve ağaçları bulunan üç katlı ahşap bir evde dünyaya geldi Mehmet Sadrettin Alışık. Tüm aile büyüklerinin ve kardeşi Nevin'in onu Sadri diye çağırmaları nedeni ile, hayatının geri kalan kısmını da hep Sadri Alışık olarak geçirdi... Zeki ve bir o kadar da yaramaz bir çocuk olan Sadri Alışık otoriter bir baba ve gene otoriter bir anne ile büyüdü... İçinde ki oyuna hasret duygusunun ileride oyuncu olmasına neden olacağını ne o dönemlerin küçük Sadri'si ne de ailesi bilemezlerdi elbet. Namaza duran aile büyüklerini, secdeye varamasınlar diye bellerinde ki kuşaktan kapının koluna bağladığını, bahçedeki civcivleri oltayla balkondan yukarı çektiğini, kedilerin ayaklarının altına yapıştırdığı ceviz kabuklarını ve yaptığı tüm bu yaramazlıkları ileride gülerek anımsayacaktır Sadri Alışık... Çocukluk yıllarında Naşit Özcan Tiyatrosu'nu seyrettikten sonra başlayan tiyatro aşkı, okul piyeslerinde, Cağaloğlu Halk Evi'nde ve şimdiki adı Sadri Alışık Tiyatrou olan Küçük Sahne'de devam etmiştir. Annesi Saffet Hanım ve Babası Rafet Kaptan'ın oyuncu olmasına karşı olmalarına rağmen, içinde ki bu oyunculuk aşkının sönmesine hiç izin vermemiştir... Ailesi de işin ciddiyetini anlamış ve oğullarına destek olmaya başlamışlardır... Baba Rafet Kaptan'ın Sana bir nasihatım, aynı zamanda da vasiyetim olsun. Artık yeni bir hayata atılıyorsun. Bundan sonra ki yaşamında, işini elinle değil, canınla yap!'' sözünü hayatının geri kalanında hiç ama hiç aklından çıkartmamış ve bunu oyunculuk yaşamında hep amaç edinmiştir... İlk filmi ''Günahsızlar''ı 1946 yılında çeviren Sadri Alışık şöhret basamaklarını hızla çıkmaya başlamış ve canı kadar sevdiği tiyatrodan Yeşilçam'a adımını atmıştır... 1959 yılında çevrilen '' Yalnızlar Rıhtımı'' adlı filmde 38 yıllık hayat arkadaşı Çolpan İlhan'a aşık olmuş ve aynı sene evlenmişlerdir... Küçük Sahne'deki tiyatro yıllarında çok yakın arkadaşı olan Çolpan İlhan hayatının en büyük aşkı olmuştur... Bu mutlu yuvaya çok zaman geçmeden bir kişi daha eklenir ve Alışık ailesinin oğulları Kerem Alışık dünyaya gelir... Kerem Alışık ile ilişkisi çok farklı olmuştur baba Sadri Alışık'ın... Kendi deyimiyle ondan kaynaklanan bir hatadır bu... Kendi babasının yaptığı gibi, o da oğlu Kerem'i hep uyurken sevmiştir... Evliliğin ve çocuğun verdiği sorumlulukla işine dört elle sarılmıştır ve ardı arkası kesilmeyen filmler çevirmiştir Sadri Alışık... Nejat Saydam idaresinde çevrilen ve başrollerini Ayhan Işık ve Belgin Doruk ile paylaştığı ''Küçük Hanımefendi'' serisi ile seyircinin dikkatini çekmiş ve sevgisini kazanmıştır... Ancak hiç şüphesiz ''Turist Ömer'' tiplemesi Sadri Alışık'ın oyunculuk kariyerinin en önemli adımı olmuş ve sanat yaşamında yepyeni kapılar açmıştır... Turist Ömer karakterinin doğuşu Sadri Alışık'ın asker arkadaşı Ahmet Güzelce'nin verdiği eğri selamdan esinlenerek yaratılmış ve rejisör Hulki Saner tarafından da ortaya çıkartılmıştır... 1951 yılında başlayan ve Ayhan Işık'ın vefatına kadar devam eden Sadri-Ayhan dostluğu beraber çevrilen filmlerle de pekişir... Ayhan Işık'ın başrolünü oynadığı ''Helal Olsun Ali Ağbi'' filmi Turist Ömer serisinin başlangıcıdır... Bu filmde Ayhan Işık'ın Turist Ömer adlı bir arkadaşı vardır ve bu rol Sadri Alışık'a ısmarlama elbise gibi uymuştur. Ona gezmeyi çok sevdiği için arkadaşları Turist adını takmışlardır... ''Turist'' traş olmaz, gri pantolon, ekose gömlek, delik fötr şapka ve ökçesi basık pabuç giyen bir adamdır... Espri yapar, karşısına çıkanları, sözle, nükteyle ''harcar''... Ama ''Turist'' iyilik sever, yaşadığı andan ilerisini düşünmez, çalışmaz, işsizdir, içkiye düşkündür fakat kadın problemi yoktur. Karnı acıkınca doyurmak aklına gelir. Beceriksizdir, bu yüzden de sevimli ve cana yakındır. Hulki Saner "Helal Olsun Ali Ağbi" filminden sonra ''Ayşecik Çıtı Pıtı Kız'' ve ''Ayşecik Cimcime Hanım'' filmlerine de aynı tipi koymuştur... Dolayısıyla Erman-Saner firmasının en fazla iş yapan filmleri de1963'te '' Sadri'li Filmler'' olmuş, 1964'te ''Turist Ömer'' adlı film ortaya çıkmıştır. Bu film Sadri Alışık'a yeni ufuklar açmıştır... Turist Ömer'den sonra en çok konuşulan ve seyircinin en çok sevdiği karakterlerden biri de ''Ofsayt Osman''olmuştur. Osman Seden'in rejisörlüğünü yaptığı ''Şaka ile Karışık'' filminde ortaya çıkan bu tip çok tutulmuş ve Sadri Alışık'ın en çok iş yapan filmlerinden biri de '' Şaka ile Karışık'' olmuştur... ''Ofsayt Osman'' hayatta hiç gol atamamış, hep ofsayt pozisyonunda kalmış bir adamdır... Beceriksiz fakat çok ama çok iyi kalplidir. Çizgili beyaz gömlek, kahverengi yelek, kışın da ceket giyer. ''Turist Ömer''den farkı, birçok şey yapmak ister ama kaderi ve talihi bırakmaz. Şansı yoktur. Nihayet son serüveninde bir gol atar, yani bir kızın hayatını kurtarır ve mutlu olur. ''Ofsayd Osman'' tipi yerli film seyircisinin çok sevdiği fakir adam tipidir. Fakir, haksever, fedakar ve sevmesini bilen adam... Sadece bunlar yüzünden değil Sadri Alışık'ın oyunculuk yönünden sergilediği başarı dolayısıyla da halkın hafızasına yerleşmiştir... Filmlerin ardı arkası kesilmez. Sadri Alışık herkesin çok sevdiği bir star olmuştur... 1966 yılında çevrilen ve Atıf Yılmaz'ın yönettiği ''Ah Güzel İstanbul'' filmi de Sadri Alışık'ın en önemli filmlerinden biridir. İçki yüzünden herşeyini yitirmiş eski bir İstanbul efendisi ile artist olmak için evini, köydeki sevgilisini terk edip fuhuşa sürüklenen Ayşe'nin hikayesini anlatan bu film SANREMO ''Bodrig Hera'' Güldürü Filmleri Şenliğinde, Gümüş Ağaç Plakasi Özel Ödülü'nü almıştır... Jön ve kötü adam tiplemelerinden sonra komedi ve dram filmlerinde oynayan Sadri Alışık dört dörtlük bir sanatçı olmuştur... Avare filminden sonra sesinin güzelliği keşfedilen sanatçı, 45'lik plaklar doldurmuştur, seyircinin ısrarı ve gazino patronları tarafında Sadri Alışık show dünyasına da adım atmıştır... Turist Ömer tipini sahnede de şarkı söyleyerek ve espri yaparak devam ettirmiş ve halkın ilgi odağı olmuştur... bunun yanı sıra ağırlıklı olarak İstanbul için yazdığı şiirlerinin toplandığı bir kitabı da vardır... Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümünde de okuyan Sadri Alışık çok güzel yağlı boya ve kara kalem tablolara da imza atmıştır... Ayhan Işık ile olan dostluğu, aile yaşantısı ve kişiliği ile her zaman Türk Halkına örnek olmuş gerçek bir sanatçıdır Sadri Alışık... Sanat yaşamı boyunca aile yaşantısından ve karakterinden asla taviz vermemiş bir çınardır...Türk Sineması'nda bir ekol, bir fenomendir... 1994 yılında son filmi olan Yavuz Özkan’ın yönettiği Yengeç Sepeti filminde oynar ve Altın Portakal En İyi Erkek Oyuncu ödülünü alır… 1995 yılının 18 Mart’ında yetmiş yaşında iken ailesine, sevenlerine, canı kadar sevdiği İstanbul’una ve sinemasına veda eder. Sadri Alışık’ı onca renkliliği ve zenginliği içinde Türk sinemasının yıldızlar skalasında bir yere oturtup, sığdırabilmek mümkün değil. Belki hepsidir o, belki de hiç biri… Herkesin kendine özgü bir Sadri Alışık’ı olması da bu yüzdendir zaten… Film Yıl Yengeç Sepeti 1994 Saat Sabahın Dokuzu 1987 Şalvar Bank 1986 Çapkın Baba 1986 Kız Babası 1986 Eşşek Oğlum ve Ben 1986 Bebek Davası 1986 Babasının Oğlu 1986 Babamın Namusu 1986 Minik Serçe 1978 Fırtına 1977 Saffet Beni Affet 1976 Hamza Dalar Osman Çalar 1976 Ben Sana Mecburum 1976 Baş Belası 1976 Haşhaş 1975 Deli Deli Tepeli 1975 Ne Hakem 1974 Ayyaş 1974 Atını Seven Kovboy 1974 Turist Ömer Uzay Yolunda 1973 Tatlım 1973 Dikiz Aynası 1973 Dertli 1973 Balıkçı Osman 1973 Sevgili Hocam 1972 Kırk Yalan Memiş 1972 Gelinlik Kızlar 1972 Aynı Yolun Yolcusu 1972 Ay Aman Of 1972 Afacan Harika Çocuk 1972 Üvey Ana 1971 Çılgın Yenge 1971 Turist Ömer Boğa Güreşçisi 1971 Toto Kralı 1971 Tamam Mı Canım 1971 Sevdiğim Uşak 1971 Kavanoz Dipli Dünya 1971 Cımbız Ali / Yırtık Niyazi 1971 Ayıpettin Şemsettin 1971 Ali Baba ve Kırk Haramiler 1971 Afacan Küçük Serseri 1971 İşler Karışık 1970 İç Güveysi 1970 Zalim 1970 Turist Ömer Yamyamlar Arasında 1970 Tatlı Hayal 1970 Talihsiz Baba 1970 Fıstık Gibi 1970 Fatoş Talihsiz Yavru 1970 Erkeklik Öldü mü Abiler 1970 Darıldın mı Cicim Bana 1970 Arkadaşlık Öldü mü? 1970 Ah Müjgan Ah 1970 Afacan 1970 Yumurcak 1969 Turist Ömer Arabistan'da 1969 Serseri Kabadayı 1969 Muhabbet Kuşu 1969 Menekşe Gözler 1969 Kaldırım Çiçeği 1969 Hancı 1969 Damga 1969 Ağlama Değmez Hayat 1969 Altın Kalple 1969 Acı İle Karışık 1969 Yara 1968 Paydos 1968 Kırmızı Fener Sokağı 1968 Efkarlı Sosyetede 1968 Dertli Gönlüm 1968 Benimle Evlenir Misin 1968 Agora Meyhanesi 1968 Şaşkın Hafiye Killing'e Karşı 1967 Yıkılan Gurur 1967 Serseriler Kralı 1967 Serseri 1967 Ringo Kazım 1967 Marko Paşa 1967 Kız Kolunda Damga Var 1967 Hindistan Cevizi 1967 Gecekondu Peşinde 1967 Bitirimsin Abi 1967 Bekar Odası 1967 Ağır Suç 1967 Akşamcı 1967 Şoför Deyip Geçmeyin 1966 Turist Ömer Almanya'da 1966 Sokak Kızı 1966 Seni Bekleyeceğim 1966 Sana Layık Değilim 1966 Milyonerin Kızı / İntikam Hırs.. 1966 Karakolda Ayna Var 1966 Kaderin Cilvesi 1966 Günahkar Kadın 1966 Gariban 1966 Efkarlıyım Abiler 1966 Boyacı 1966 Ah Güzel İstanbul 1966 Şaka ile Karışık 1965 Üç Kardeşe Bir Gelin 1965 Yankesicinin Aşkı Yankesici K... 1965 Turist Ömer Dümenciler Kralı 1965 Soytarı 1965 Serseri Aşık 1965 Pantolon Bankası 1965 Nazar Değmez İnşallah 1965 Komşunun Tavuğu 1965 Kocamın Nişanlısı 1965 Hırsız 1965 Horoz Nuri 1965 Berduş Milyoner 1965 Ava Giden Avlanır 1965 Adım Çıkmış Sarhoşa 1965 Uçurumdaki Kadın 1964 Turist Ömer 1964 Taşralı Kız 1964 Sıkı Dur Geliyorum 1964 Sokakların Kanunu 1964 Köye Giden Gelin 1964 Kelebekler Çift Uçar 1964 Hızır Dede 1964 Fıstık Gibi Maşallah 1964 Erkek Sözü 1964 Bomba Gibi Kız 1964 Bomba Gibi Kız 1964 Beş Şeker Kız 1964 Ayşecik Çıtı Pıtı Kız 1964 Ayşecik Cimcime Hanım 1964 Avare 1964 Anadolu Çocuğu 1964 Ahtapotun Kolları 1964 Afilli Delikanlılar 1964 İlk Göz Ağrısı 1963 Üç Öfkeli Genç 1963 Çalınan Aşk 1963 Maceralar Kralı 1963 Korkusuz Kabadayı 1963 Korkusuz Kabadayı 1963 Kendini Arayan Adam 1963 Kavgasız Yaşayalım 1963 Helal Olsun Ali Abi 1963 Geçim Dünyası 1963 Dişi Kurt 1963 Bize de mi Numara 1963 Beyaz Güvercin 1963 Arka Sokaklar 1963 Aman Kimse Duymasın 1963 Acı Aşk 1963 Şehirdeki Yabancı 1962 Küçük Hanımın Şoförü 1962 Küçük Hanımın Kısmeti 1962 Hayat Bazen Tatlıdır 1962 Fatoş'un Bebekleri 1962 Daima Kalbimdesin 1962 Bir Gecelik Gelin 1962 Beş Kardeştiler 1962 Ayşecik Yavru Melek 1962 Şahane Kadın 1961 Ya Ben Ya O 1961 Utanmaz Adam 1961 Silahlar Konuşuyor 1961 Seviştiğimiz Günler 1961 Seni Benden Alamazlar 1961 Melekler Şahidimdir 1961 Küçük Hanımefendi 1961 Külkedisi 1961 Hazreti Ömer'in Adaleti 1961 Aşkın Saati Gelince 1961 Ölüm Peşimizde 1960 Vatan ve Namus 1960 Gece Kuşu 1960 Cumbadan Rumbaya 1960 Ayşecik 1960 Şeytan Mayası 1959 Zümrüt 1959 Yalnızlar Rıhtımı 1959 Vatan Uğruna / Kıbrıs'ın Belas... 1959 Kalpaklılar 1959 Hicran Yarası 1959 Düşman Yolları Kesti 1959 Ben Kahpe Değilim 1959 İstanbul Macerası 1958 İftira 1958 Hayat Cehennemi 1958 Duvaklı Göl 1958 Bir Şoförün Gizli Defteri 1958 Altın Kafes 1958 Kahpenin Aşkı 1957 Ak Altın 1957 Beş Hasta Var 1956 Ana Hasreti 1956 Sevdiğim Sendin 1956 Izdırap Şarkısı 1955 Beyaz Şehir 1955 Battal Gazi Geliyor 1955 Suçlu Benim 1953 Soygun 1953 Halıcı Kız 1953 İki Süngü Arasında 1952 Yavuz Sultan Selim Ağlıyor 1952 İstanbul Çiçekleri 1951 Vatan ve Namık Kemal 1951 Tanrı Şahidimdir 1951 Kendini Kurtaran Şehir / Şanlı... 1951 Hürriyet Şarkısı 1951 Allaha Ismarladık 1951 İstanbul Geceleri 1950 Çakırcalı Mehmet Efe 1950 Fato / Ya İstiklal Ya Ölüm 1949 Günahsızlar 1944
kerem alışık bir adam sözleri