Dansite (SG), yoğunluk, kalınlık ve sıklık gibi anlamlara geliyor. İdrar dansitesi de idrar yoğunluğu anlamına gelip, su ile yoğunluğu kıyaslanıyor. Bu test ile idrarın ne kadar EGFR değeri kan tahlilleri yapılarak ölçülen bir değer olarak bilinmektedir. Bu testin yapılmasında ve değerin belirlenmesinde en temel neden ise böbrek rahatsızlıklarına dayanmaktadır. Böbrekhastalığının tedavisinde en etkin yöntem cerrahi işlemle böbreğin tamamının ya da bir kısmının alınmasıdır. Bu tedavi dışında yapılan radyoterapi ve kemoterapinin böbrek kanserinin tedavisinde pek etkisi yoktur. Yapılan tetkikler ve muayene sonucunda böbreğe yapılacak cerrahi işlem belirlenir. Aortdamarı ve böbrekler. Böbrekler, omurgalılarda bulunan fasulye biçiminde boşaltım organlarıdır. 13 cm boyuna kadar olabilen böbrekler, boşaltım sisteminin bir bölümünü oluştururlar. Bu organlar, başta üre olmak üzere atıkları kandan süzer ve onları su ile birlikte idrar olarak boşaltırlar. 201401-31 14:29:55 | Güncelleme 2021-06-27 08:30:38. 71x43 mm boyutlarında lobüle konturlu hiperekoik heterojen solid lexyon ne demek oluyor. Tahlil.com Cevabı. Ultrasonogari sonucunun tamamını ve nereye yapıldığını belirtmeniz gerekir.. Vay Tiền Nhanh. 2130 Son Güncelleme 1557 TAKİP ET Yabancı dillerden etkilenilen sözcükler kadar Türkçeden diğer dillere dahil edilen kelimeler de mevcuttur. Özellikle askeri gücü ile ön plana çıkan Türkler, Türkçedeki bazı ordu terimlerini dünya dillerine kazandırmıştır. Eksiklik yaşadıkları alanlara ait kelimeleri ise yabancı dillerden almışlardır. Mesela Türkçedeki balık isimlerinin Rumcadan gelmesinin nedeni Oğuz Türklerinin balıkçılık işini Rumlardan öğrenmiş olmasıdır. Tarih boyunca bu gibi etkileşimlerin devam etmesi de dil araştırmalarının önem kazanmasına sebep olmuştur. Böbrek kelimesi ile ilgili incelemeler de bu doğrultuda yapılmıştır. Böbrek kelimesi ne anlama gelir? Böbrek Ne Demek? Böbrek TDK sözlük anlamı nedir? Böbrek kelimesinin TDK sözlüğe göre 1 farklı anlamı vardır. Böbrek kelimesinin kökeni Türkçe dilidir. Böbrek TDK sözlük anlamı şu şekildedir isim,anatomi Kandaki zararlı maddeleri süzüp idrar olarak salan, omurganın sağ ve sol yanında bulunan çift organdan her biri Böbrek Kelimesinin Kullanıldığı Birleşik Kelimeler böbrek taşı böbrek üstü bezi böbrek yağı böbrek yetmezliği suni böbrek yapay böbrek İçerik Başlıkları1 Böbrek Nedir ? Böbreğin Bölümleri Nelerdir ? Bize Sorun ! Böbrek Nedir ? Böbrek vücut için sanılanın aksine kalp kadar önemli ve vazgeçilmez bir organdır. Sadece atıkları süzmekle kalmaz birçok görev Böbrekler vücudun iki yanında bulunan ve direk olarak atar damarımıza bağlı olan bir organdır. Boyutları 12-14 Cm boyunda olup, atardamardan aldkları kanı ince kılcal damar yollarına ayırır. Burada nefron denilen yapılarda kandaki üreyi süzen organdır. Bir böbrekte ortama olarak 1 milyon adet nefron bulunmaktadır. Her bir böbrekten günde 1500 litre kan geçmektedir. Bu da her 5 dakikada vücuttaki tüm kanın böbreklerden geçtiği anlamına gelir. Bu durum da böbreklerin vücut için önemini bir kez daha ortaya aksine yediklerimiız yada içtiklerimizle bir bağlantısı yoktur. Yani içtiğiniz suyu böbrek süzmez. Bağırsaklar tarafından süzülen su kana karıştırılır ve kan yolu ile hücrelere taşınırlar. Bu suyun fazlası ise böbrekler tarafından kanın süzülmesi ile atılır. Yani böbrekler sadece kanı süzerler. Bu sebeple idrar sadece kandaki asitik atıklar, üre, vücut fazlası su gibi maddeler barındırır. İdrarda kesinlikle bahteri bulunmaz. Yine sanılanın aksine idrar tamamen steril bir sıvıdır. Hatta içerdiği amonyak sayesinde antibakteriyel özelliğe sahiptir. Eski zamanlarda yaranın üzerine idrar dökmek oldukça yaygındı, bu sayede olası enfeksiyonların önüne Bölümleri Nelerdir ?1 – Nefron Böbreğin içerisinde asıl görevi yapan birimlerdir. Her bir böbrekte miyonlarcası bulunur. İdrarın süzülmesinden sorumlu olan – Pelvis Süzülen idrarın atılmak için üretere nakledildiği kısımdır. Böbrek pollerinin açıldıgı alan da diyebiliriz. Genelde Böbrek taşları bu bölğede oluşurlar ve daha sonra idrar basıncı ile üretere düşerler. Taşlar bu bölğede agrı yapmazlar. Genelde agrı üretere düştükten sonra – Korteks Böbreğin dış kısmını saran stoplazmadır. İç kısmına medula denir, Böbrek içindeki renal pelvis nefron ve iç havuzcukların koruması – Üreter Böbrekte süzülen idrarı mesaneye ulaştıran borudur. Ortalam genişliği 0,9-1,1 cm civarındadır. Böbrek için hayati önemi sahip bir tahliye kanalıdır. Genelde en çok anatomik bozukluk görülen bölğedir. Bu anatomik bozukluklar kısa sürede böbrek kaybı ile sonuçlanabilir ve çok ciddi belirtileri de yoktur. Farkedilemeyen rahatsızlıkların genelde kaynagı konumundadır. Genel olarak idrar borusu da – Atar ve Toplar Damarlar Böbreğin kanı aldıgı ve temizledikten sonra tahliye ettiği atardamarlardır. Resim 1 de damarlar ve böbreklerin konumu ile ilgili olarak genel kanıya Görevleri gibi daha detaylı bilgi edinmek isterseniz sitemizde gerekli konuları Sorun !Böbrek anatomisi yada tüm böbrek konuları ile ilgili olarak bizlere soru sorabilirsiniz. Soru sor sayfamızı kullanarak sordugunuz sorular aynı gün içinde konu ile ilgili olarak soru yada düşüncelerinizi aşağıdaki yorum kısmını kullanarak bizlere iletebilirsiniz. Böbrekler, karın bölgesinde arka duvara yakın, iki tabaka yağ yastığı içinde korunuyor. Günlük yaşamda böbreklerle ilgili birçok yanlış bilgiye sahip olunuyor ve bu yanlış bilgiler adeta değişmez doğrular gibi zihinlere yerleşiyor. Prof. Dr. Bülent Oktay, böbrek sağlığı hakkında doğru bilinen 7 yanlış olduğunu belirtiyor. Dr. Oktay, 7 yanlışı şöyle sıralıyor “Böbreklerimi rüzgarda üşüttüm Böbreklerimiz rüzgardan üşütmez. Kişi genel olarak üşüttüğü zaman vücut direnci düşer, mikropla da karşılaşırsa kolay hastalanır. Bunun sonucunda oluşacak iltihabi bir hastalığın böbreğe sıçramasıyla sorun ortaya çıkabilir. Belim ağrırsa, böbreklerim hasta demektir Bel ağrılarının ilk nedeni böbrek değildir, ama öyle zannedilir, bu ağrılar genellikle hareket sistemiyle ilgili ağrılardır. Böbrek taşı ağrıyla gelir, ağrı yoksa taş yoktur Birçok insan böbreğinde taş varsa ağrı ve sızısının oluşacağını zanneder. Böbrek taşlarının önemli kısmı sessizce oluşur ve böbrekte sessizce hasar yapar. Bu nedenle özellikle ailesinde taş hastalığı olanların, kum dökmüş olsalar bile mutlaka belli aralıklarla böbrek taşı olup olmadığına dair testler yaptırmaları gerekiyor." Bir diğer yanlışın ise böbrek hastalığının zor anlaşılır algısı olduğuna dikkat çeken Aktay, şöyle devam ediyor “Aksine bir ultrason ve bir kan tahliliyle yarım gün bile sürmeyecek bir test grubuyla onlar kolayca teşhis edilebilir. Erken teşhisle çok daha büyük zararları olabilecek durumlar ortadan kaldırılabilir. Vücudumda ödem var, böbreklerim hasta olmalı Vücuttaki şişlikler öncelikli olarak böbreğe ait değildir. Dolaşım hastalıkları, kalp damar hastalıkları, hormonal hastalıklar ve böbrek hastalıklarından kaynaklanan şişlikler olabilir. Oysa günlük yaşamda kişiler göz kapaklarında bir şişme olsa, böbreklerinde sorun olduğunu zanneder. Bu doğru değildir. Böbrek naklinde işlevsiz böbrekler değiştirilir Böbrek nakli operasyonlarından sonra kişinin işlev görmeyen böbrekleri değiştirilmez. Teknik sebeplerden dolayı hastanın kasığına takılır. Kasıktaki damarlar küçük olur, böbrek damarları ve kasık damarları çap olarak daha yakındır. Kasık bölgemiz böbreğin orijinal yerine göre cilde daha yakın olduğu için böbreğin orijinal yeri çok daha derindedir.” Oktay, son olarak böbreğin yüzde 30 irileşme kapasitesi bulunduğunu, vücudun ihtiyaç duyması halinde irileşebileceğini, bunun kötü bir durum olmadığını kaydediyor. Vücudumuzdaki hayati organlardan olan böbrek üzerinde oluşabilecek lezyonlar, lezyonların türleri nelerdir, tedavi yöntemleri nelerdir, farkına nasıl varılır İçindekilerBöbrek Lezyonu NedirBöbrek Lezyonu TürleriKistik Böbrek LezyonlarıBöbrekte Hipodens Lezyon NedirBöbrekte Solid Lezyon NedirBöbrekte Hipoekoik Solid Lezyon NedirBöbrekte Nodüler Lezyon NedirBöbrekte Kitle Lezyon Nedir Böbrek Lezyonu Nedir Günümüz yoğun hayat ve iş temposu nedeniyle ortaya birçok sağlık sorunu çıkmakta ve bunlardan en çok etkilenen iç organların başında da böbreklerimiz gelmektedir. Böbreklerde taş, böbrek yetmezliği, kist oluşumu, tümör oluşumu gibi bir çok tehlike ile karşı karşıya olabilirsiniz. Bu hastalıklara yol açan temel şey ise, lezyon denilen ve hücrelerdeki bozukluk ya da yara anlamına gelen kitleler ya da başka deyişle, bozulmuş hücrelerdir. Böbrek lezyonları genel olarak 1 cm’den küçük, geneli ise 5 mm civarlarındadır. Bu küçük bozulmuş hücrelerin etkisi çok büyük olabilmekte ve büyük hastalıklara yol açabilmektedirler. Birçok çeşidi olan böbrek lezyonlarının en çok bilinen çeşitleri, kistik lezyon, hipodens lezyon, solid lezyon, hipokoik lezyon ve nodüler lezyondur. Bu lezyonlar değişik tiplerde, boyutlarda ve farklı bölgelerde ortaya çıkabilmektedirler. Böbrek Lezyonu Türleri Böreklerde bir çok rahatsızlığa yol açabilen böbrek lezyonları, çeşitli şekillerde ortaya çıkabilmektedir. Bazı lezyonlar zamanla büyüyebilse de bazıları yıllar boyunca yanı boyutta kalabilmektedirler. Lezyonlar hakkında konuşmak için, bahsedilen lezyonun iyi huylu mu kötü huylu mu olduğunu bilmek ve boyutlarını iyi anlamak gerekiyor. En yaygınından en az rastlananına, en büyüğünden en küçüğüne kadar, birçok çeşitte ve farklı tiplerde lezyonlarla karşılaşabilirsiniz. Bu lezyonlar hakkında detaylı bilgilendirmeyi yazının devamında bulabilirsiniz. Kistik Böbrek Lezyonları Böbreklerde ortaya çıkabilen lezyonların en çok karşılaşılan türlerinden biri, kistik lezyonlardır. Böbrek kistleri denilen kistik böbrek lezyonlarının çok sayıda yani polikistik olanları genel olarak kilo kaybı, idrarda kanama, hipertansiyon ve baş ağrısı gibi belirtiler ile kendini gösterir. Fakat basit kistik lezyonları yani bir veya iki lezyondan oluşan türleri, büyüyene kadar belirti göstermez ve tesadüfen bulunabilir. En bilinen sebepleri de idrar yollarındaki bozukluk nedeniyle geride idrar birikmesidir. Tedavi edilebilmesi için uygulanan çözümler yetersiz kalabilmekte ve tekrar ortaya çıkabilmektedirler. 5 cm büyüklüğüne erişen kistik böbrek lezyonları iğne ile boşaltılabilir ve ameliyatla sorun tamamen ortadan kaldırılmadıkça, tekrarlama olasılığı yüksektir. Polistik böbrek lezyonlarında ise tedavi daha zordur ve böbrek nakline kadar gidebilmektedir. Diyaliz veya daha basit seviyede olanlar için diyet şeklindeki tedaviler de uygulanabilir. Böbrekte Hipodens Lezyon Nedir Hipodens lezyonlar genel olarak karaciğerde görülse de böbrekte de ortaya çıkan türleri bulunmaktadır. Genellikle mr veya ultrason yoluyla ortaya çıkabilen bu lezyonlarda kullanılan hipodens kavramı, doku yoğunluğunun lezyon yoğunluğundan daha fazla olmasını anlatır. Dokularda henüz çok fazla bozulma olmadığını anlatan bu ifade, önemsiz olarak görülmemeli ve daha büyük sorunlar ortaya çıkarmaması için bir an önce ortadan kaldırılmalıdır. Böbrekte Solid Lezyon Nedir Solid lezyon kavramı genellikle meme kanserinde ortaya çıkabilen ve bayanların dokunarak farkına varabildikleri doku bozulmaları için kullanılıyor olsa da, ender de olsa böbrekte de karşılaşılabilen türleri bulunmaktadır. Solid böbrek lezyonları da detaylı araştırmalar sonucunda ortaya çıkarılabilmekte ve tehlikeli olabilmektedirler. Böbrekte Hipoekoik Solid Lezyon Nedir Böbrek rahatsızlıklarına sebeb olabilien lezyonların bir başka türü de, hipoekoik solid lezyonlardır. Hipoekoik solid lezyon kavramı genel olarak meme kanseri veya tiroid kanseri olan hastalarda kullanılmaktadır. Fakat tiroid bezindeki çalışmada sorun olan hastalarda bazen farklı bölgelerde de ortaya çıkabilen bu tipteki lezyon, böbreklere de yerleşebilir, hücrelerin bozulmasına ve rahatsızlıkların ortaya çıkmasına sebep olabilmektedir. Böbrekte Nodüler Lezyon Nedir Nodüler lezyon kavramı genel olarak boyutu 1 cm’den büyük olan lezyonlar için kullanılmaktadır. Nodüler lezyonlar ile en çok karşılaşılan organların başında akciğerler gelse de, böbrekte de nodüler lezyon oluşumu görülebilmektedir. Yuvarlak ya da oval biçimli olan nodüler lezyonlar, 5 cm’den daha büyük olduklarında da kitle adını alırlar ve kitle lezyonlar şeklinde bilinirler. Böbrekte Kitle Lezyon Nedir Vücudumuzdaki çeşitli organlarda istenmeyen hücrelerin birikmesi ve boyutlarının artık kolay görülebilir hale gelmesiyle farkına vardığımız zararlı hücre birikimlerine verilen genel ad kitledir. Bu kitleler kimi zaman kansere kimi zaman daha farklı hastalıklara yol açabilmektedir. Zararlı hücre birikimine kitle diyebilmek için genellikle 5 cm’den daha büyük olması gerekmektedir. Böbreklerde de lezyon birikimlerinini farkına varılamazsa kitle lezyon haline gelebilmekte ve daha büyük hastalıklara yol açabilmektedir. Fakat hemen bir karara varmadan önce doktordan muayenesinden geçip, kitlenin türü ve boyutu hakkında bilgi almak Böbrek ne demektir, böbreklerin yapısı nasıldır, böbreklerin görevleri nelerdir, böbreklerin işlevi nedir, böbrek hastalıklarının isimleri nelerdir, böbreğin anatomisi nasıl? gibi konuları Ne Demektir?Böbrekler, omurgalılarda bulunan fasulye biçiminde boşaltım organlarıdır. 10 cm boyuna kadar olabilen böbrekler, boşaltım sisteminin bir bölümünü oluştururlar. Bu organlar, başta üre olmak üzere atıkları kandan süzer ve onları su ile birlikte idrar olarak boşaltırlar. Böbrekleri ve böbreklere etki eden hastalıkları inceleyen tıbbi dal nefrolojidir. Nefroloji, adını Yunanca “böbrek” anlamına gelen nephros sözcüğünden alır. Böbrekler ile ilgili anlamında kullanılan renal sözcüğü ise Latince renalis sözcüğünden gelir. Böbreklerin içindeki süzme birimlerine nefron denir. Her böbrekte yaklaşık 1 milyon nefron bulunur. Sponsorlu Bağlantılar Boşaltım SistemiBoşaltım sistemi vücutta homeostazın sağlanmasında çok önemli bir yere sahiptir. Böbrekler, üreterler ve mesaneden oluşan boşaltım sistemi, metabolizma sırasında ortaya çıkan atık maddelerin atılımından sorumludur. Vücut fonksiyonlarının devamı için hücrelerden atık maddelerin atılması lazımdır. Katı ve sıvı atıklar, kan içinde erimiş olarak taşınırlar ve böbreğe ulaştırılarak filtre edilirler süzülürler. Bu atıklar üreterler yoluyla mesaneye geçerek, belli aralıklarla mesanede idrar olarak depolanıp, periyodik olarak vücuttan Sisteminin Fonksiyonları• Hücrelerden atık maddelerinin uzaklaştırılmasını sağlar.• Kanın hacmini ve basıncını idrarla su kaybının düzenlenmesi yoluyla ayarlar.• Sodyum, potasyum ve klor gibi elektrolitlerin plazma konsantrasyonlarını Böbrekler omurganın her iki yanında, kaburgaların hemen altında bulunup, sağ böbrek üzerinde bulunan karaciğer dolayısıyla biraz daha aşağı seviyededir. Yetişkin bir insanda her biri 130-150 gr ağırlığında olan böbrekler, yumruk büyüklüğünde, fasulyeye benzeyen bir çift idrar yapan organdır. FonksiyonlarıBöbreklerin vücut için oldukça önemli fonksiyonları vardır. Böbreğin başlıca işlevleri vücutta su, tuz, kalsiyum dengesinin sağlanması, idrar aracılığı ile zararlı maddelerin ve ilaçların vücuttan atılması ve hormon, şeker metabolizmasına olan katkılarıdır.• Böbrekler kanı süzerler. Böbrekler, kanı nefron adı verilen milyonlarca mikroskobik filtre aracığıyla temizleyerek idrar oluşturur. Kan atardamarlardan böbreğe doğru akarken yüksek basınçtan dolayı plazma kanın sıvı bölümü hücreler ve büyük proteinler hariç glomeruler kapsüle böbreğin kabuk bölümündeki damar ve sinir yumağı geçer. Hücreler ve büyük proteinler glomeruler kapsülde kalırlar. Bu olaya glomeruler filtrasyon adı verilir.• Vücut için gerekli olan suyun alım ve atım dengesini yani homeostazı sağlarlar. Böbrekler vücutta bulunan suyun durumuna göre seyreltik ya da yoğun idrar çıkarırlar.• İdrar aracılığıyla vücutta metabolizma sonucu oluşan zararlı maddelerin kandan atılmasını sağlarlar. Bu atık maddelerinden özellikle üçünün atılımı homeostazın korunmasında oldukça önemlidir. Bunlar; üre, ürik asit ve kreatinindir. Bunlarla beraber Na, K, CI gibi iyonların gerektiğinden fazlası uzaklaştırılır. Sponsorlu Bağlantılar • Böbrekler vücut için gerekli bazı hormonları salgılarlar. Bunlar kemiklerde kırmızı kan hücrelerinin üretimini harekete geçiren eritropoetin; kan basıncını düzenleyen renin ve sağlıklı kemikleşme için gerekli olan D vitaminidir.• Bunun dışında kan basıncının düzenlenmesi, kan hücrelerinin yapımının kontrolü, kemik gelişiminin sağlanması gibi başka görevleri de saran tabakalar içten dışa doğru capsula fibrosa, capsula adiposa ve fascia renalis’ çevresinde bulunan bağ dokusunun kalınlaşmasıyla oluşan tabaka fascia renalis adını alır. Fascia renalis, capsula fibrosa denilen ve böbreği çevreleyen sağlam zara sıkıca tutunmuştur. Fascia renalis arkasında yer alan yağ dokusuna corpus adiposum pararenale denilir. Fibröz kapsül ile böbrek fasyası arasında capsula adiposa perirenal yağ dokusu denilen bir yağ tabakası daha vardır. Böbreğin damarlarını, sinirlerini ve pelvis renalis’i içeren kısmına hilum renale adı verilir. Hilum böbreğin iç kenarında yer alan çukur yeridir. Hilumun böbrek içinde açıldığı boşluğa sinus renalis denir. Böbrek cortex renalis kabuk ve medulla renalis öz olmak üzere iki kısımdan oluşmuştur. Korteks homojen görünümde olup, kırmızımsı-kahverenklidir ve idrar yapan oluşumları içerir. Medulla ise soluk ve daha koyudur ve toplayıcı kanallardan oluşur. Medulladan sinus renalise böbrek sinirleri doğru uzanan konik şekilli yapılara böbrek piramitleri denir. Sayıları her böbrekte 12-14 dıştan içe doğru dış korteks, santral medulla ve internal kaliksler ve pelvisten meydana gelirler. Böbreğin fonksiyonel birimi nefron adını alır. Böbrekte idrarın yapıldığı morfolojik üniteyi oluşturan nefron, kanın süzüldüğü glomerül ve devamı olan tüplerden oluşur. Bir böbrekteki nefron sayısı 1-3 milyon arasındadır. Nefronlar ortak açılma kanalları ile böbrek papillaları üzerindeki deliklere açılırlar. Böylece oluşan idrar ilk olarak kalikslerde ve dolayısı ile pelviste biriktirilmiş olur. Nefronlarda gerçekleşen süzme filtrasyon, salgılama ekskresyon ve geri emilme rezobsiyon aşamalarından sonra idrar şeklinde atılan miktar lt kadardır. Bir nefron şu kısımlardan oluşur1- Renal korpüskül Bowman kapsülü + Glomerulus2- Proksimal tübül düz kısım + kıvrak kısım3- Henle kulpu inen kol + yükselen kol4- Distal tübül kıvrık tübül5- Toplayıcı kanalBöbreğin AnatomisiBöbreğin yapısı 1. Renal piramit pyramides renales, Malpighi piramitleri, 2. Interlobar arter a. interlobaris, 3. Renal arter a. renalis, 4. Renal ven v. renalis, 5. Renal hilus böbrek hilusu, hilum renale, 6. Renal pelvis pelvis renalis, 7. Üreter, 8. Minör kaliks calices minores renales, 9. Renal kapsül capsula fibrosa renalis, 10. Alt pol inferior pol, extremitas inferior, 11. Üst pol superior pol, extremitas superior, 12. Interlobar ven v. interlobaris, 13. Nefron, 14. Renal sinüs sinus renalis, 15. Majör kaliks calices majores renales, 16. Renal papilla papilla renalis, 17. Renal column columna renalis, Bertin sütunlarıİnsanlarda, böbrekler karın bölgesinin arka bölümünde, bir başka deyişle karınzarı arkası retroperitonal bölgesinde yer alırlar. İki tane bulunan çoğu insanda tek böbrek bulunabilmektedir, ve bu insanlar bunun ayrımına varmadan sağlıklı bir yaşam sürdürebilirler böbreklerden sağda olanı diyaframın hemen altında, ve karaciğerin arkasında posterior, solda olanı ise diyaframın altında ve dalağın arkasında yer almaktadır. Böbreklerin ikisinin de üstünde böbreküstü bezleri yer almaktadır. Böbreklerin konumları bakımından bakışımsız olmalarının nedeni karın boşluğunda büyük bir yer kaplayan karaciğerin, sağda bulunan böbreğin soldakine göre 1-2 santimetre daha aşağı bir konumda inferior bulunmasına neden olmasıdır. Sponsorlu Bağlantılar Karınzarı arkasında bulunan böbreklerin boyutları 9 ila 13 cm arasında değişmekte, ve sol böbrek sağdakinden az da olsa biraz daha büyüktür. Yaklaşık 12. göğüs omuru ile 3. bel omurlarının T12-L3 düzeyleri arasında yer almaktadırlar. Böbreklerin üst bölgeleri 11. ve 12. kaburgalarca korunmaktadır. Böbreküstü bezleriyle birlikte böbrekler, yağ dokuyla çevrelenip buna pararenal yağ denilmektedir, bu yapı da böbrek zarı renal fasiya olarak da bilinir ile bütünüyle sarılmış durumdadır. Yukarıda da belirtildiği gibi, böbreklerden biri ya da ikisi doğuştan bulunmayabilirler, ve bu duruma böbrek oluşmaması ya da renal agenez denilmektedir. Böbrekler, süzülmemiş kanı karın bölgesi aorttan ayrılan sol ve sağ böbrek atardamarları yoluyla almaktadırlar. Böbrekten dönen süzülmüş kan ise sağ ve sol böbrek toplardamarları yoluyla alt ana toplar damara döner. Böbreğe giden kan, kalbin pompaladığı toplam kanın kardiyak debi üçte birine ulaşabilir. Sponsorlu Bağlantılar Böbreklerin BeslenmesiBöbreklerin Beslenmesi Genellikle her bir böbreği aortdan çıkan tek bir renal arter besler. Renal arter, anteriorda ön kısım yer alan renal ven ve posteriorda arka kısım yer alan renal pelvis arasından hilusa bronş ve damarların akciğere girdiği bölge girer. Böbreğe girmeden önce iki veya daha fazla dala ayrılabilir. Pelvis ve üreter dublikasyonunda genellikle her bir renal segmentin ayrı beslenmesi vardır. Renal arter anterior ve posterior dallara ayrılır. Posterior dal arka yüzün orta segmentini besler. Anterior dal ise üst ve alt polleri ve ön yüzü besler. Renal venler arterlerle yan yana yer alırlar. Fakat bir dalın tıkanması durumunda başka bir dal drenajı üstlenir. Bazen klinik önemi de olabilen aksesuar dallar olabilir. Çünkü bunlar üretere baskı yapıp hidronefroza sebep Bilimi histolojiGenelBöbrekten ayrılan idrar borusu üreter takip edilerek böbreğin içine ilerledikçe huni biçiminde bir boşluk olarak genişler; buna havuzcuk pelvis denilmektedir. Havuzcuktan da küçülerek ayrılan bölgelere büyük çanak majör kaliks, bunlardan ayrılan daha da küçük bölgelere küçük çanak minör kaliks denmektedir. İnsan böbreğinde yaklaşık 12 adet küçük çanak bulunmaktadır. Böbrek, kesildiğinde, kabuk korteks ve öz medulla bölgelerinden oluştuğu görülür. Öz bölgede uçları papilla olarak bilinen piramitler bulunmakta, ve bunların herbiri bir çanağa bağlıdır. Kabuk bölgesi dokusu her iki ardışık piramitler arasına sokulur, ve bunlara Bertin sütunları denilmektedir. DamarlarBöbrekler damarlarca çok iyi bir biçimde beslenmekte, ve vücut ağırlığının yalnızca % bir bölümünü oluştursa da, kardiyak debinin %25’ini alırlar, ve bu daha da artabilir. Kabuk bölgesi organın en çok damarlarının bulunduğu bölgedir, bu bölge böbreğe gelen kanın %90’ını toplar. Böbreğe gelen atardamar ön ve arka olmak üzere iki dala ayrılır. Bu dallardan, loplar arası damarlar ayrılıp loplar arasında ilerleyerek yayımsı damarlara ayrılır. Bu damarlar da kabuk ve öz bölgeler arasına yayılarak lopçuklar arası damarlara ayrılırlar. Lopçuklar arası damarlardan getirici damarlar ayrılıp yumakçık glomerülus yapısına girer. Damarlar, yumakçık içinde daha da küçük dallara ayrılıp, 20 ila 40 arasında değişen kılcal damar kıvrımlarına dönüşürler. Bu kılcal damarlar yumakçık içindeki tampon bölge mesenjium ile çevrelenmiştir. Kılcal damarlar birleşerek yumakçıktan götürücü damarlar olarak ayrılırlar. Genel olarak, kabuk bölgesinin yüzeyine yakın olan nefronlardan ayrılan götürücü damarlar borucukları çevreleyerek peritubüler damar ağını oluştururlar. Öte yandan kabuk bölgesinin daha derinlerinde yer alan yumakçıklardan ayrılan damarlar vasa recta dik damar anlamına gelmektedir denen, öz bölgenin derinliklerine inen damarları oluştururlar. Bu damarlar öz bölgenin derinliklerine indikten sonra toplardamar olarak yukarı çıkarlar. Sponsorlu Bağlantılar Böbrek damar atar ve toplar damar üzerinde ilgi çekici ve çoğu organlardan değişik olup, kendine özgü olan birkaç özelliği bulunmaktadır. Genellikle bir organa gelen atardamar küçük dallara ayrıla ayrıla atar damarcıkları arteriyol oluşturur. Bunlar da kılcal damarlara ayrılıp dokuyla alyuvarlar arasında oksijen alışverişinin gerçekleştiği, ve kansıvısıyla dokular arasında besin öğelerinin ve dokulardaki atıkların alış-verişlerinin gerçekleştiği damar bölgesidir, kılcal damarlar da toplar damarcıkları, bunlar da birleşerek toplar damarları oluşturur. Böbrekte ise temiz kanı taşıyan getirici damarlar yumakçık içine girdikten sonra kılcal damarlara ayrılır, ve bunlar yumakçıktan ayrıldıktan sonra yine atar damarcık niteliğinde olan götürücü damarlara dönüşür. Özetle, böbrekte öbür organlarda bulunan temel atar damarcık-kılcal damar-toplar damarcık düzeni bulunmaz; yumakçık içinde bulunan kılcal damarlar iki atar damarcık arasında bulunmaktadır. Yumakçık GlomerülusYumakçıkların kılcal damarlarında duvarları delikli endotel damarların en iç katmanında bulunan göze türü gözeleri bulunur. Bu endotelin dışında ise iki katlı epitel gözeler bulunur. Endotele yakın olan iç epitel gözeleri viseral endotel dokudan yalnızca bir bazal zarı epitel dokularda epitel gözenin en alt bölümünde bulunan, epiteli altındaki bağ dokudan ayıran zardır ile ayrılır. Dış epitel gözeleri paryetal ise Bowman kapsülü yumakçığı çevreleyen yapı üzerinde bulunmaktadır. Bu iki katlı epitel gözeleri arasındaki boşluğa da üriner boşluk yumakçıktan süzülen kandan oluşan sıvının –süzüntü– geçtiği boşluk denilmektedir. Yumakçığın kılcal damarının duvarı, bu damarlardan geçen kansıvısının süzme işleminin gerçekleştiği yerdir, ve şu yapılardan oluşmaktadırİnce, delikli endotel gözeler. Her bir delik 70 ila 100 nm nanometre çapındadır. Yumakçık bazal zarı 3 katmandan oluşur. Ortada elektron bakımından yoğun olan lamina densa “yoğun katman” anlamına gelmektedir, ve bunun her iki yanında elektron bakımından seyrek bulunan lamina rara “seyrek katman” anlamına gelmektedir bulunmaktadır. Lamina raranın endotele yakın olan katmanına lamina rara interna, iç epitele yakın olan katmanına ise lamina rara eksterna denilir. Yumakçık bazal zarı çoğunlukla 4. tip kolajenden kolajen, bağ dokuların yapı taşı olup, organları yapı bakımından ayakta tutan büyük moleküllerdir, laminin adlı bileşikten, çoklu anyonik proteoglikanlardan çoğunlukla heparan sülfat, fibronektinden, entaktinden, ve birkaç başka glikoproteinlerden oluşmaktadır. 4. tip kolajen bir yapı ağı oluşturarak öbür glikoproteinleri birbirlerine bağlar. İçteki epitel gözeler podosit, “ayak gözeleri” anlamına gelir, yumakçık bazal zarının lamina rara eksterna katmanı üzerinde yer alıp, adetâ çok ayaklı gözeleri andırır. Bu ayakçıklar arasındaki 20 ile 30 nanometre genişliğindeki boşluklara süzme yarıkları denir. Bu süzme yarıkları birbirlerine ince bir böleç ile bağlanır. Yumakçık yapısı tampon bölge olan mesenjium bölgesi ile dengelenmektedir; mesenjium gözeleri kılcal damarlar arasını doldurmaktadır. Bu gözeler mezoderm kökenli olup, kasılabilir, yutabilir, çoğalabilir, bağ dokuyu oluşturan kolajen yapabilir özelliktedir. Tıpkı damar çeperlerindeki kasılıp gevşeyebilen düz kası andırmaktadır. Bu gözeler ayrıca bir sürü tür yumakçıktan kaynaklanan hastalıkların glomerulonefrit oluşmasında rol oynar. Yumakçıkdaki kılcal damarların duvarlarındaki endotel gözelerin delikli olması, su ve küçük moleküllere karşı geçirgen olmasını, ve aynı zamanda 70 kilodaltondan büyük proteinlere karşı ise geçirimsiz olmasını sağlar. Ayrıca bazal zarın negatif yüklü anyon heparan sülfat ve başka anyonik molekülleri bulundurması pozitif yüklü moleküllere karşı geçirgenliğini arttırır. Bundan dolayı, kandaki yüksek derişimde bulunan Albumin proteini, negatif yüklü olmasından dolayı bu kılcal damarlardan süzülmez. Bu seçici geçirgenliği ayrıca süzme yarıklarının arasındaki böleçte bulunan proteinler de etkiler. Bu seçici geçirgenliği sağlayan moleküllerin genlerindeki değişinim sonucunda bu seçici geçirgenlik bozulabilir, ve ortaya nefrotik sendrom denilen klinik durum çıkabilir. Sponsorlu Bağlantılar BorucuklarBorucukları çevreleyen epitel gözelerin yapıları ve buna bağlı işlevleri böbreğin katmanlarına göre değişiklik gösterir. Yakınsal borucuk gözeleri uzun mikrovilüsleri, çok sayıda mitokondrileriyle geri emilimde önemli rol oynar. Yakınsal borucuk gözeleri süzülmüş sodyumun ve suyun üçte ikisinin, ayrıca glikozun, potasyumun, fosfatın, amino asitlerin ve proteinlerin geri emiliminde büyük önem taşır. Aynı zamanda bu gözeler ağıların da geri emilimini yapar, ve ağılar bu gözelere zarar verebilir. Yumakçık-bitişiği aygıtı jukstaglomerüler aygıt yumakçığın içine sokulmuş durumda olup, getirici damarla da bitişiktir. Bu aygıtın içinde yumakçık-bitişiği gözeler yer almaktadır. Bu gözeler düz kas niteliğinde olup, getirici damarların duvarlarında bulunur, ve renin bileşiğini içerir. Ayrıca uç borucukların yumakçığa yakın olan bölgesine maküla densa denir ve bu bölge yumakçık-bitişiği aygıtıyla da iç içedir. Süzüntüdeki sodyum derişimini algılayan maküla densa, yumakçık-bitişiği aygıtına geri besleme yaparak burdaki gözelerin kasılıp ya da gevşemesini sağlar. Böylece, böbrekler kendilerine gelen kandaki başta sodyumun olmak üzere elektrolitlerin derişimlerine göre yumakçığa gelen kan miktarını ayarlayıp, süzmeyi de buna koşut bir biçimde etkiler. Bu yolla, böbrekler, kandaki olağan değerlerinin üstünde ya da altında olan elektrolitlerin atılımlarını etkileyerek derişimlerini ayarlayabilir. Böbreklerin İşlevleriBöbreklerin işlevleri beş çatı altında toplanabilir Metobolizma atık ürünleri olan üre, kreatinin, ürik asit, ilaç ve toksinlerin vücuttan atılmasını sağlamakVücut sıvı elektrolit dengesini düzenlemekVücudun asit baz dengesini düzenlemekKan basıncını ayarlamakAlyuvar yapımını uyarmakBöbreğin işlevlerinin daha iyi anlaşılması için böbrek fizyolojisinin iyi bilinmesi ürünlerin atılmasıBöbrekler yapım-yıkım sonucunda oluşan çeşitli atık ürünleri özellikle protein yapımı ve protein yıkımı sonucunda oluşan üreyi ve nükleik asitlerin yapım-yıkımı sonucunda oluşan ürik asidi, ve suyu vücuttan dışarı atar. Böbreklerin çalışmaması veya işlevini yapamaması durumunda bu atıklar atılamayacağı için sorun teşkil eder. Vücut dengesinin Homeostaz sağlanmasıBöbrekler vücut dengesinin sağlanmasında çok büyük önem taşır. İşlevleri arasındaAsit-baz dengesini sağlamak,Kansıvısının, ve vücuttaki değişik bölmelerdeki sıvıların elektrolit derişimlerini düzenlemek,Kan basıncını ayarlamak,Kan hacmini düzenlemekönemli yer tutar. Böbrekler bu işlevlerin çoğunu öbür organlarla özellikle kalp, iç salgı bezleri ve karaciğer eş güdümlü bir biçimde gerçekleştirir. Böbrekler bu organlarla kandaki hormonlar yoluyla iletişir. Ancak, kan hacmini, basıncını algılama konusunda böbreğin içsel alıcıları bulunmaktadır. Sponsorlu Bağlantılar Otoregülasyon mekanizmasıBu mekanizma genel olarak, afferent arteriollerdeki myojenik gerilim reseptörlerinin aktivitesi olarak kabul Macula densa hücreleri Na+ ve Cl– düzeyindeki değişikliklere hidrostatik basıncın artması ile Glomeruler filtrasyon oranı GRF de artış; macula densa’ya gelen Na+ ve Cl– oranında da artışa neden yanıt ise afferent arteriol’ün daralması ve mezangiyum hücrelerinin kontraksiyonudur. Asit-baz dengesinin düzenlenmesiBöbrekler kandaki pH’yi, H+ protonun ve HCO3- bikarbonatın derişimini ayarlayarak küçük bir aralıkta tutar. Bu konuda akciğerle eş güdümlü çalışır. Daha ayrıntılı bilgi için böbrek fizyolojisi maddesine basıncının ayarlanmasıBöbrekler kan basıncının düzenlenmesinde önemli rol oynarlar. Kansıvısındaki sodyum derişimi, kan hacmiyle ve dolayısıyla kan basıncıyla yakından ilgilidir. Nefronların içinde sodyumun ve öbür elektrolitlerin süzülmesini ve geri emilimini sağlayan yapılar bulunmaktadır. Ayrıca böbreküstü bezlerinin Zona Glomerulosa bölgesinden salgılanan Aldosteron da böbreğin uç borucuklar ve toplama kanalları üzerinde etkisini göstererek kan basıncını ayarlamada önemli bir yer tutar. Kansıvısı hacmiKansıvısının toplam derişimindeki osmolalite değişikler hipotalamustaki derişim-alıcılarınca algılanır. Hipotalamusun uzantısı olan hipofiz bezinin arka bölümü kansıvındaki derişimin artması üzerine vazopressin ADH salgılar. Bu da böbreklerin toplama kanallarına etkiyerek suyun geri emilimini arttırıp, idrarın daha derişik olmasına neden olur. Böylece böbrek, hipofiz beziyle eş güdümlü bir biçimde çalışarak kansıvısının hacmini dengede tutar. Sponsorlu Bağlantılar Hormon salgılamakBöbrekler eritropoietin alyuvar yapımını uyaran hormon salgılar. Ayrıca etkin durumda olmayan vitamin D’yi önhormon etkin duruma Oluşumuİdrar oluşumu İdrar oluşumunda üç önemli olay yer Glomerüler filtrasyon 2- Tübüler reabsorpsiyon geri emilim 3- Tübüler sekresyon salgılamaGlomerüler filtrasyon idrar oluşturmada ilk basamaktır. Filtrasyon, hidrostatik ve onkotik basınçların bir sonucu olarak gerçekleşir. Oluşan ultrafiltrat nefronların tübüllerinde hacim ve kompozisyon olarak önemli değişikliklere uğrar. Bazı maddeler tamamen yada kısmen reabsorbe geri emilim edilirken, bazı maddeler de filtrasyona ilaveten peritübüler hücreler tarafından tüp lümenine salgılanır. Tübüler reabsorpsiyon ve sekresyon olayları aktif ve pasif olarak gerçekleştirilir. Maddelerin tüp lümeni ile peritübüler bölme arasındaki değişimi transsellüler ve parasellüler yolla gerçekleşir. Her iki böbrekteki nefronlardan bir dakikada meydana gelen filtrata glomerüler filtrasyon hızı denir ve bu yaklaşık 125 ml/ Bu miktarın sade 1 ml/ idrar olarak mesaneye Özellikleri İdrar, metabolizma sonucu üretilen artık maddelerin taşındığı % 95 oranında sudan oluşan sarı renkli bir sıvıdır. Normal bir insan günde 1200-1700 ml kadar idrar çıkarır. Bu miktar bazı durumlara bağlı olarak değişir. İçilen su miktarı, beslenme tarzı, diüretik kullanımı, kullanılan ilaçlar, ortamın sıcaklığı, kan basıncına bağlı olarak idrar miktarı ve niteliği HastalıklarıBöbrekler karmaşık örgenler oldukları için, hastalıkları da karmaşıktır. Bundan dolayı, böbrek hastalıklarını öbeklere ayırmak mantıklıdır. Ancak, böbrekte çok türde hastalık bulunmasına karşın, bunların belirtileri aynı oranda çeşitli değildir; çoğu aynı öbekten hastalıklar benzer biçimlerde kendilerini gösterir. Dolayısıyla, öncelikle böbrek hastalıklarının genel bulguları incelenecek, ondan sonra hastalıklar öbek halinde ele alınacaktır. Sponsorlu Bağlantılar Böbrek hastalıklarında bulgularİveğen akut nefritik sendromu yumakçıktan kaynaklanan ve çoğunlukla iveğen gelişen, idrarda kan bulunması durumudur hematüri. Bunun yanında, idrarda orta düzeyde protein proteinüri ve yüksek kan basıncı bulguları, streptokok sonrası gelişen glomerulonefritin alışılmış sunumudur. Nefrotik sendrom, idrarda ağır oranda protein bulunması günde gramdan çok, kanda albümin düzeyinin düşmesi hipoalbüminemi, aşırı şişlik, kandaki yağ düzeylerinin yükselmesi hiperlipıdemi, ve idrarda yağ bulunması bulgularıyla ortaya çıkar. İveğen böbrek yetmezliği idrarın kesilmesi oliguri, ya da idrarsızlık anüri, ve kanda azotlu atıkların artması azotemi ile ortaya çıkar. Yumakçıkta, ara bölgelerde, böbrek damarlarına gelen hasar sonucunda, ya da borucuklarda iveğen gelişen doku ölümü akut tubüler nekroz sonucunda ortaya çıkar. Süreğen kronik böbrek yetmezliği, üreminin böbrek yetmezliği sonucu kandaki azotlu atıkların artıp, bunların vücuttaki dokulara ve organlara zarar vermesi sonucunda ortaya çıkan belirtiler bütünüdür belirtileriyle özdeştir, ve herhangi bir böbrek hastalığının ilerlemesi sonucunda varacağı son borucuk bozuklukları, idrar çokluğu poliuri, gece yatağı ıslatma noktüri, ve elektrolit düzensizlikleriyle ortaya çıkar. İdrar yollarında bulaşım, idrarda bakteri bakteriuri ve irin bulunmasıyla ortaya çıkar. Bulaşım belirtili de, belirtisiz de olabilip, yalnızca aşağı idrar yollarını sidik kesesini, ya da böbrek de içinde olmak üzere yukarı idrar yollarını da taşı, böbrek kuluncu, idrarda kan olması, ve yineleyen taş oluşumları ile ortaya yollarında tıkanma ve böbrek urları daha çok anatomiyi ilgilendiren durumlardır, ve sorunun olduğu yere göre belirtileri HastalıklarıDoğuştan bozukluklarBöbreklerin oluşmaması,Az gelişmişlik hipoplazi,Yer dışında böbrekler,At nalı böbrekleri olarak böbrek hastalıkları Sponsorlu Bağlantılar Bozuk gelişmiş kıstli böbrek,Çokkistli polikistik böbrek hastalığı otozomal baskın ve çekinik olarak bilinen iki türü bulunmaktadır,Öz bölge kistik hastalıkları öz bölge süngerimsi böbreği ve nefroftizi,Edinilmiş diyalizle ilgili böbrek kistleri,Yumakçık kaynaklı kistik hastalığı,Özekdoku dışı böbrek kistleri havuzcuk-çanak kıstleri.Yumakçıktan kaynaklanan hastalıklar Birincil glomerulonefrit hastalığın kendisinin yumakçıkta başladığı durumlardır, ve çoğunlukla yumakçık yangısı anlamına gelen glomerulonefrit ile anılırlarİveğen yaygın çoğalan glomerulonefrit,Streptokok bulaşımı sonrası,Streptokok-dışı bulaşımı sonrası,Hızla ilerleyen yumakçık, mikroskop altında hilal görünümlü olduğu için, buna hilalimsi de denir glomerulonefrit,Zarımsı glomerulonefrit,En az değişiklik hastalığı,Yerel bölümsel glomeruloskleroz yumakçık sertleşmesi anlamına gelmektedir,Zarımsı-çoğalıcı glomerulonefrit,IgA nefropatisi,Süreğen glomerulonefrit,Yumakçığı etkileyen tümsel hastalıklarYaygın lupus kızarıklığı,Şeker hastalığı,Amiloidoz,Goodpasture sendromu,Mikroskopik çoklu damar yangısı poliarterit,Wegener granülomatozu,Henoch-Schönlein purpurası purpura, pıhtılaşmadaki ya da damarlardaki düzensizliklerden kaynaklanan, deride oluşan kanamalardır.Bakterisel endokardit kalpteki kapakçılarda bulaşımdan dolayı oluşan yangı, zarar.Kalıtsal düzensizliklerAlport sendromu,İnce bazal zar hastalığı,Fabry kaynaklanan hastalıklarİveğen borucuk doku ölümü akut tubüler nekroz,Tubülointerstisyel nefrit borucuk-dokuaralığı yangısı anlamına gelmektedir; bu genel bir durumdur, ve birçok nedenden kaynaklanabilirPiyelonefrit ve idrar yolları bulaşımı,İveğen piyelonefrit,Süreğen piyelonefrit ve geriakış,İlaçlar ve ağılardan kaynaklanan tubülointerstisyel nefritAğrıkesici nefropati,Ürik asit nefropatisi,Hiperkalsemi yüksek kalsiyum düzeyi, ve nefrokalsinoz böbreğin kireçlenmesi,Çoklu miyelom plazma gözelerinin kemik iliğinde çoğalmalarıyle oluşan ur,Damarlardan kaynaklanan hastalıklarİyicil nefroskleroz böbreksertliği anlamına gelmektedir; böbrek damarcıklarında ve küçük damarlarda oluşan sertlikten kaynaklanır,Kötücül yüksek tansiyon ve hızlanmış nefroskleroz,Böbrek atar damarı darlığıDamar sertliği yaşlı hastalarda,Fibromüsküler displazi bağ ve kas dokularının özellikle böbrek atar damarında bozuk gelişerek bu damarın darlığına neden olması, genç hastalarda daha çok rastlanır,Pıhtılı mikroanjiopati küçük damar hastalığı anlamına gelmektedir, ve birçok nedeni olabilirAlışılmış çocukluk HÜS hemolitik üremik sendrom kanlı ishalle tanınan, bağırsakta özel bir ağı shigatoksin üreten bulaşımın kana karışıp böbrek damarcıklarına zarar vermesi ve gelişen iveğen böbrek yetmezliği,Yetişkin HÜS birçok nedeni olup, çoğunlukla kemoterapiden kaynaklanır,Kalıtsal HÜS,TTP trombotik trombositopenik purpura kanın pıhtılaşmasındaki bir bozukluktan hücreli kansızlık,Yaygın kabuk doku taşlarıKalsiyum oksalat ve fosfat,Magnezyum amonyum fosfat strüvit taşları,Ürik asit, urlarıİyicil urlarBöbrek parmaksı adenom,Anjiyomiyolipom damar, kas, ve yağ gözelerinden oluşan iyicil bir ur olup, daha çok tüberoz skleroz hastalarında rastlanır, urlarBöbrek gözesi karsinomu,Havuzcuk ürotelyum geçiş gözesi karsinomu.

böbrek konturları lobüle ne demek